Yapacağımız her işten önce, o işin değer ve mahiyetini bilmek gerekir. Bir şeyi bildiğimiz oranda ona değer verir, değer verdiğimiz oranda da onu elde etmek için gayret ve emek sarf ederiz. Suyun değerini en güzel, çölde susuz kalan insan bilir. Ekmeğin, gıdanın değerini en güzel; günlerce aç kalan ve gıdasızlıktan tükenen insan bilir. Bunu bir Afrikalı, Yemenli veya Myanmarlı insana sorarsak o bize anlatabilir. Bir eve sahip olmak için uğraşan emekçi bir insan, nasıl da sayısız külfetlere katlanır? Bir tüccarın, büyük emeklerle elde ettiği para ve sermaye de büyük bir değerdir. Define avcıları, birçok risk altında nice emekler sarf ederler.

Ziraatçılar ne büyük emeklerle ekip biçerler, gübreler, ilaçlar ve derken hasat ederler. Çünkü hasatları, bir yıllık emeklerinin karşılığı olacaktır. Ağzımıza götürdüğümüz bir lokma ekmeğin değerini, en iyi ziraatçılar bilir. Çünkü o ekmeğin her zerresinde ne büyük emeklerin bulunduğunu yaşamış olarak bilirler. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Kısaca İnsan bir şeyin değerini bilirse, onu elde etmek için gayret sarf eder, gerektiği şekilde de bedel öder. Onun için mücadele eder ve işini ciddi tutar, parmaklarının ucuyla tutmaz. O işi; daha kısa zamanda ve çok daha iyi bir şekilde öğrenir, o işi en güzel bir şekilde yapar ve böylece işinde daha çok başarılı olur.

Hac gibi ömürde bir farz olan ve belki de bir daha fırsat bulamayacağımız bir işe başlarken, ne denli şuurlu ve bilinçliysek, o denli ciddiyet içinde oluruz. O işi başarmak için ne gerekiyorsa yaparız ki, haccımız ve umremizden daha çok sevap kazanalım. Düşünelim ki bu yıl dünyadaki iki milyar civarındaki Müslümandan sadece 2 milyonuna, Türkiye’deki 80 milyondan da birkaç bin kişiye Hac nasip olmuş. Demek ki ben de bu yıl seçilenlerden biriyim. (Bu oran pandemi nedeniyle şimdilik düşük olsa da ilerde daha da artarak devam edecektir.) O halde bu özel ibadetin hakkını vermek için daha çok gayret etmeliyim diye düşüneceğiz.

Bunun yanında bazen küçük ayrıntıları kaçırmak, ihmal etmek veya bilmemek de insana büyük faturalara mal olabilir. Yıllardır beklediğimiz, özlemle başladığımız hac ve umre sevabımızı yok edebilir ve ciddi oranda eksiltebilir. Böylece bu büyük ibadetten yeterince istifade etmeyi kaybettirebilir. O hâlde aşağıdaki tavsiyelere dikkat ediniz.

Bu kutsal yolculuğa manen yeterince hazırlanın. Tam bir ihlâs içinde olmalı ve tecdid-i niyet yapmalısınız. Niyet tazeleme ve ihlası, her nüsûk öncesinde de tekrar etmelisiniz.
Araba sahibi olanlar veya yürüme antrenmanı olmayanlar en az bir ay öncesinden bolca yürüyerek tavaf, say vs. için yürümelere hazır olmalı. Aksi hâlde ayaklarınızın tabanı şişip patlarsa birkaç gün (belki hafta) tavaf vs. ibadetlerinizi hakkıyla yapamazsınız.

Bu yolculuğun zor olduğunu önceden bilip psikolojik olarak hazır olalım ve olası zorluklarda asabi davranışlarla ibadetimizi zedelemeyelim. Resûlullah (s.a.v.)’in: “Ya Rab! Hac ve Umre yolculuğunu bana kolay kıl” duası ve hac ve umrenin her nüsûkunda Allah’tan kolaylık dilemesi manidardır.

Toplu yolculuklarda asla geç kalmayalım, insanları bekletmeyelim. Sıcakta onlarca insanı bekletmek ciddi bir hak ihlali olduğu gibi birçok tartışmanın ve kırgınlığın da sebebidir.
Uçak otobüs gibi toplu taşıma vasıtalarına biniş ve inişlerde acele etmeyerek, ortalığın sakinleşmesini bekleyelim. Hep beraber hücum etmeler, bu yolculuklara hiç yakışmayan davranış ve tartışmalara sebep olabilmektedir. Ayrıca saatlerce ayakta sıra beklemektense, oturarak ortamın sakinleşmesini beklemek daha iyidir.

Resmi evraklarla ilgili yeterli bilgiyi ilgili makamlardan alınız. Küçük bir eksiklik, yarı yoldan dönmenize sebep olabilir. Hem emeğiniz hem paranız heba olmakla kalmaz, daha önemlisi, büyük bir fırsat başka bahara kalabilir.

Hac ve Umre kitapçığını mutlaka okuyalım, yapabilenlerimiz, daha detaylı fıkıh kitaplarından hac veya umrenin şart ve erkânını, ihram yasaklarını vs. öğrenelim. Bu konuda arkadaşlarımıza da yardımcı olalım.

Hac ve Umre seminerlerine mutlaka katılalım. Bilinçli ve şuurlu yapılan az ibadetin, bilinçsiz ve şuursuzca yapılan çok ibadetten daha hayırlı olduğunu unutmayalım.
Hac ve Umre programlıdır ama zaman zaman programlarda aksamalar olabileceğini de bilerek Mekke ve Medine’deki programlarımızı ona göre ayarlamalıyız. Gidiş ve dönüş uçuş tarih ve tarifelerinde gecikmelerin olabileceğini bilmeliyiz. Aslında hayatın her alanında birtakım aksamaların olabileceğini bilmek, bizi yanlış davranışlardan, agresif çıkışlardan korur.

Bagajlarımıza mutlaka ad-soyad, adres, telefon ve kafile numaralarımızı, biliyorsak gittiğimiz otel adını da yazmalıyız. Kayıp ve karışıklıkların olmaması için alınacak her tedbir iyidir.
Özellikle yaşlılar, kaldıkları otelin kartını yanlarında bulundurmalıdırlar. Adres şaşırma durumunda kaldığınız yeri bulmak kolay olur.
Çarşı pazar gezme, otelde pinekleme vb. yanlışlara düşerek her dakikası servetlerden daha değerli olan vakitlerimizi heder etmeyelim. Mümkün olduğu kadar Haremeyn mescitlerinde; namaz, tavaf, Kur’an tilaveti, zikir, tefekkür vb. ibadetlerle meşgul olalım.
Değişik insanlarla tanışıp dertleşmek, ümmetin dertlerini paylaşmak iyi olur ancak aşırı ve boş konuşmalardan sakınmaya çalışalım.

Yanımızda Bulundurmamız Gerekenler:
Önce Mekke’ye gidilecekse erkeklerin, ihramı ayrı bir çanta içerisinde yanlarına almaları gerekir. İhramı bagaj içinde uçağa verirseniz ihramsız kalır ve ciddi sıkıntı yaşarsınız.

Ayrıca terlik (sandalet) türü bir giyecek bulundurmalısınız, zira ihramlıyken normal ayakkabı giyemezsiniz. İhramsız olarak yapacağınız tavaflarda kullanmak için deri patik bulundurmanız da iyi olur. Ziyaret yerleri ve özellikle Nur ve Sevr dağlarına çıkmak için Spor ayakkabı veya tabanı kaymayacak hafif ayakkabı almak iyi olur.

Yanımıza yeteri miktarda, teri emen, sıcağı fazla geçirmeyen, pamuklu-keten cinsinden açık renk, tercihen beyaz elbiseler alalım.

Acil durumlar için, cebe sığacak ince seccade alalım.
Tırnak makası, saç kesip ihramdan çıkmada kullanmak için küçük el makası, diş macunu ve fırçası, kokusuz sabun, krem vb. kişisel bakım araç ve gereçlerimizi götürmeyi unutmayalım.

Cep telefonlarımızı ve şarj cihazını yanımıza alalım ve gider gitmez telefonumuza Mekke-Medine hattını takalım. Bu hat Türkiye hattına göre çok daha sağlıklı ve hesaplı olur. Hem rehberimizin ve hem de otelin numarasını kaydedelim ve Mekke-Medine numaramızı da rehberimize verelim.

Sağlıkla İlgili Dikkat Etmemiz Gerekenler:
Öncelikle şunu bilelim ki, sağlık olmadan hiçbir işin hakkı verilemez. Hele Hac ve Umre gibi meşakkatli ibadetler, hasta hâlde çok daha zor yapılır. Hasta hâlde görevleri yapsanız da gereği gibi yapamazsınız. Dolayısıyla öncelikle sağlığımıza dikkat etmek mümkün olduğunca hastalıklara yakalanmamaya çalışmak gerekir.

Buralar sıcak olduğundan neredeyse klimasız ortam yok gibi. Terleme ortamları da gayet çok olunca daha da dikkat gerekiyor. Zira terli hâlde klima soğuğuna maruz kalmak çoğu zaman insanı hasta edebilmektedir.
Aslolan hasta olmamak için gereken tedbirleri almaktır. Ancak hasta olduğumuz zaman da tedavide gecikmemeliyiz. Ya önceden iyi bildiğimiz ilaçlar ya da doktor tavsiyesi dışında hiçbir ilaç kullanmamalıyız.

Hijyenik maske, ağrı kesici, gribal enfeksiyon ilaçları (novalgin, aspirin, antibiyotik, kabızlık ilacı, pişik merhemi, ateş düşürücü şurup, grip önleyici ilaç) gibi ilaçları yanımıza almalıyız. Çünkü orada, hastaneye gitmek de yazılan reçetedeki ilaçları temin etmek de kolay değildir.
Bayanlar özel hâlleri konusunda dikkatli olarak ibadetlerini zedeleyecek durumlara karşı tedbirli olmalıdırlar. Bu konuda zihinlerinde soru işareti kalmayacak şekilde okuyup araştırarak veya sorarak gereken bilgileri edinmelidirler.

Kronik hastalıklarımızı rehberimize mutlaka bildirelim. Yeşil reçeteli ilaçlarımız varsa, İngilizce raporuyla beraber yanımızda bulunduralım.

Devamlı kullanmamız gereken ilaçlarımız varsa yeterli miktarda yanımıza alalım. Orada aynısını bulamayabiliriz. Bulsak da çok daha pahalı. Gerektiğinde sağlık ocağı ve hastanelerimizin olduğunu bilelim ve onlardan yararlanalım.
Uçuş vaktinden en az üç saat önce havaalanında belirtilen yere gelmeli ve işlemlerimizi gecikmeden yaptırmalıyız. Unutmayalım ki küçük bazı aksaklıklar, büyük baş ağrılarına sebep olabilir.
Rehberimizle mutlaka irtibata geçmeliyiz. Yurt dışı çıkış harcını hemen yatırmalı, dekontları muhafaza etmeliyiz. Hava alanında rehberimiz tarafından dağıtılacak pasaport, kimlik kartlarımız, uçak biletlerimiz ve pasaport içindeki diğer evraklarımızı, gidip dönünceye kadar mutlaka el çantamızda muhafaza etmeliyiz. (Aksi takdirde yolculuğumuza engel çıkacaktır.)
Valizlerimizi rehberlerimizin bilgileri dâhilinde uçağımıza vermeliyiz. Gidiş ve dönüşlerde eşyalarımızı alırken tamam olmasına dikkat etmeli, bavul veya kolilerimize belirgin bir şekilde şahsi bilgilerimizi yazıp sağlamca yapıştırmalıyız. Eşyamızı rahat tanımamızı sağlayacak işaretler iliştirmek daha iyi olur.
Rehberlerimiz tarafından yapılan bilgilendirme toplantılarına eksiksiz katılalım. Otel otobüs vb. yerlere asılan ilanları takip ederek gerekli bilgilerden haberdar olalım. Bazen aynı renkteki farklı bir otobüse binmek sıkıntı ve zorluklara sebebiyet verebilir.
Hava alanında ihrama girerken erkekler olarak iç çamaşırları ve çoraplar dâhil tüm dikişli elbiselerimizi çıkarıp ihram örtülerimize bürünmeliyiz.
Her yolculuk öncesi mutlaka tuvalet ihtiyacımızı giderip abdestlerimizi tazeleyelim. Gidiş ve dönüşlerde kafilemizle beraber topluca hareket edelim. Ayrı hareket etme durumunda görevlilere bilgi verelim.
İhrama girdikten sonra ihram yasaklarını unutmayıp ihramlıya yakışan bir tavırla hareket edelim. Ayrıca harem bölgesinde ihramlı değilken bile bazı yasakların devam ettiğini unutmayalım.

blank
Tüm iniş ve binişlerde bizi ve arkadaşlarımızı üzecek aceleci ve sabırsız davranışlardan kaçınmalı, arkadaşlarımızla iyi geçinmeli ve memleketlerimize döndükten sonra da imkân elverdiğince arkadaşlıklarımızı geliştirerek devam ettirmeliyiz.
Bu yolculuğun, her dakikasıyla ibadet olduğunu unutmayalım. Ayrıca diğer yolculuklardan farklı zahmetleri de olacağını bilerek her zaman sabrı kuşanalım. Her dakikasını Kur’an, dua, zikir, tefekkür, nasihatleşme vb. ibadetlerle değerlendirelim.

Kusurlu ve hatalı insanlar da göreceğiz, onları affedelim ve uygun şekilde uyaralım. İş tartışmaya dönüşürse susup tartışmayı bitirelim. Oturulacak yer, bagaj yeri, yemek, klima, yatak, zemzem, sıra bekleme vs. birçok konularda olası tartışma ve uygunsuz davranışlardan uzak duralım.

Hafif yemekler tercih edelim ve az yemeye ve çok ibadet etmeye bakalım. Çünkü bugünün bizim için nimet olduğunu, yarının da meçhul olduğunu unutmayalım.
Mekke ve Medine’de sık sık boy abdesti alalım. Bu hem sağlığımız hem de ibadetlerimizin sevabı için faydalı alacaktır.
Bizi tanıtıcı kimlik, otel adres kartı ve evrakımızı mutlaka ama mutlaka yanımızdan hiç eksik etmeyelim. Özellikle yaşlı insanlar için bu elzem bir durumdur. Kaybolma hâli, sadece kaybolanı değil birçok kimseyi ibadetlerden alıkoymakla kalmayıp birçok rahatsızlıklar da veriyor.
Paramızı güveneceğimiz bir yere yatırmalı veya iyice muhafaza etmeliyiz. Gitmeden önce az bir miktar yanımıza riyal almalıyız.
Tavaf ve Sa’y esnasında ve özellikle Haceru’l-Esved’i öpebilmek için başkalarını incitmeyelim. Özellikle yaşlı ve rahatsız olanların Haceru’l-Esved izdihamından sakınıp istilamla yetinmeleri daha iyi olur. Genç olanlar ise usulüne uygun olarak Haceru’l-Evsed’i öpebilirler. Kadınlarınsa kesinlikle Haceru’l-Esved izdihamına girmemeleri gerekir. Çünkü bu, ister istemez birçok haramlara sebep olacaktır.

Medine’de Peygamberimizi (s.a.s.) ziyaret saatlerinin kadınlar için sabah 07.00-11.00, öğleden sonra 14.30-15.30 arası akşam da 21.00-23.00 arası olduğunu bilelim. Gerek Resûlullah’ın (s.a.v.) ziyareti, gerekse Cennet bahçesinde (yani Hz. Peygamber’in minberiyle kabrinin arasındaki yeşil halılarla belirtilmiş olan bölgede) namaz kılma girişimlerinde, başka insanlara eziyet ederek sevaplarımızı heba etmeyelim.

Gidiş ve dönüşlerde yanımıza lüzumsuz eşya almayalım. Uçakta 30 kg’dan fazla eşya için ücret alınmaktadır. Ayrıca kendimize fazladan zahmet vermiş oluruz.
Günümüzde zemzem ve hurma dışındaki tüm eşyamızı kendi ülkemizde almak daha makul. Hem daha kaliteli hem boş yere yük olmamış olur.
Gittiğimiz gibi değil, “Annemizden doğduğumuz gün gibi günahsız olarak dönmeye” gayret edelim. Zemzem, hurma vs. eşyadan çok daha önemli ve öncelikli olarak, Hac veya Umre’nin ruh ve şuuruyla dönelim. Bundan sonraki hayatımız farkı olmalı. Hayatımızı Kur’an ve Sünnete göre programlamada bundan böyle daha dikkatli olmalıyız.
Sonuç olarak Hac veya Umre’yi turistik gezi gibi değil, çok özel bir ibadet olarak değerlendirelim. Öyle ki; Beytullah’ta âlemlerin Rabbinin kendi evinde O’na misafir olduğumuzu idrak edelim. Resûlullah’ın (s.a.v.) ifade ettiği “ihsan” şuurunu yani biz Allah’ı görmesek de O’nun mutlaka bizi gördüğünü hissederek nüsuk’larımızı/vecibelerimizi yerine getirelim. Ravza’da ise Resûlullah’a (s.a.v.) bizzat kendi evinde ona misafir olduğumuzu tefekkür ederek duralım. Bizzat Resûl-ü Zişan’ın (s.a.v.) huzurunda olduğumuzu hissedelim.
Ayrıca “Bu Hac veya Umre’den sonra bir daha bu diyarlara gelemeyebilirim. Bu geliş son gelişim olabilir” diyerek oralarda bulunmanın her dakikasını en güzel bir şekilde değerlendirelim. İşte bu şuur olmadığındandır ki nice insanların, nice zamanlarını heder ettiklerini görüyoruz. Çarşı sokak dolaşıp gezmek… Otellerde uyuyup pineklemek… Kendi memleketinde olduğu gibi televizyon seyretmeye cömertçe zaman ayırmak… Özellikle toplu hâlde veya yalnız olarak maç seyretmek… Maçkolik olmak hiçbir zaman Müslümana yakışmaz. Ama Haremeyn’de bu daha da çirkindir. Oturup dakikalarca malayani sayılabilecek dedikodu, hatta geyik muhabbetleri yapmak vs.

Evet… Misafire ikram etmek ev sahibinin borcudur. Allah (c.c.)’tan daha cömert, İn’am ve ihsanı O’ndan daha bol bir ev sahibi hâşâ olamaz. Ancak o ihsanı hak edebilmek için de kulluk makamında olup, O’na (c.c.) kemal-ı hürmet, ta’zim, tebcil ile huşu, huzur ve tazarru ile yakarmak gerek. Allah (c.c.) cümlemize tekrar tekrar bu doyumsuz ibadetleri nasip eylesin. Âmin!.. Subhâneke… Bihamdike… Esteğfiruke…
Not: Ruh ve şuurla ibadet için, Hac veya Umre öncesinde, Nida Yayınları’ndan çıkan “Küresel İslam Kongresi HAC” isimli kitabımızın okunmasını özellikle tavsiye ederiz.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?