Günümüz dünyasının vazgeçilmez bir parçası gibi olan popüler kültür ile ilgili ne kadar bilgi sahibiyiz? Aslında bazı kavramları her ne kadar çok sık duysak da günlük konuşmalarımızda kullansak da anlamına veya içeriğine pek de vakıf değiliz. Popüler kültür ile ilgili olarak Türk Dil Kurumu şöyle bir tanımda bulunmaktadır: “Belli bir dönem için geçerli olan, hızlı üretilen ve hızlı tüketilen kültürel ögelerin bütünü.”
Sadece bu tanımdan baktığımızda bile popüler kültürün tamamen tüketime yönelik olduğunu söyleyebiliriz. Biraz daha detaylandırdığımızda popüler kültürü üç kavramla özdeşleştirebiliriz: Tüketim, bağımlılık, sekülerizm. Bizim inançlarımıza ve kültürel değerlerimize tamamen ters olan bu kültür anlayışı giderek ülkemizde de çok etkin olmaktadır.
Popüler kültürün taşıyıcıları samimi Müslümanları asla benimsemez; çünkü samimi bir Müslüman bu kültürün taşıyıcısı ve yayıcısı olamaz. Bu durumu gündelik hayattan bir örnekle somut hale getirecek olursak ne demek istediğimiz daha anlaşılır olacaktır. Gündelik hayatta karşımıza pek çok sıkıntı veren durumlar çıkmaktadır. Bu sıkıntıları aşmak için birtakım davranışlar sergileriz. Peki, popüler kültür böyle durumlarda bizden nasıl davranmamızı ister ve samimi bir Müslüman nasıl davranır?
Popüler kültüre bağlı olarak insanların mutluluk anlayışları ve sıkıntılar karşısında rahatlama anlayışları tamamen yüzeysel, tüketim ve seküler bir anlayışa sahip olduğu için bu anlayışa karşı temkinli yaklaşan samimi bir Müslüman mutlu olmasını bilmeyen biri gibi görülür. Mesela samimi bir Müslüman bir sıkıntıyla karşılaştığı zaman dizilerde gördüğü gibi göğe haykırarak bağıra çağıra isyan kokan cümleler sarf etmez; çünkü her şeyin Allah’tan (c.c) geldiğini bilir, takdir-i ilahi der, üstüne düşeni yapar, duasını eder, yaratıcısına sığınır. Morali bozulduğu zaman kendini alışveriş merkezlerine atıp pahalı veya ihtiyacı olmayan eşyalar satın alarak rahatlama yoluna gitmez; çünkü gereksiz yere harcamanın dinen israf sayıldığını ve hoş karşılanmadığını bilir. Moralini düzeltmek için kadınlı erkekli sapkın görüntülerin olduğu konserlere ve ortamlara giderek rahatlama yoluna gitmez; çünkü oraların günahlara davetiye çıkaracağını bilir. Tabii bir de kendini meyhanelere de atmaz, inancı buna izin vermez. Ayrıca evinden, ailesinden uzaklaşarak teselliyi başka günahlara yaklaşarak da bulmaya çalışmaz. Popüler kültürün istediği tarzda yani tüketim ve seküler anlayışla eğlenmeyen samimi bir Müs lüman; tüketimi özendiren popüler kültürün sahipleri tarafından “boş insan” olarak görülür, popüler kültürün taşeronları tarafından da yaşamasını, eğlenmesini bilmeyen boş, koyun gibi benzetmelerle toplumun böyle kişiliğe sahip olmasının utanılacak bir kişilik olduğu lanse edilir.
Popüler kültürün istediği tarzda mutlu olmaya çalışan biri samimi olarak mutlu olabilir mi? Sıkıntılarını ve mutsuzluğunu tüketim üzerinden atmaya çalışan bir kişi aslında mutlu değildir. Sadece boşa servet tüketen, günahkâr bir yaşamın parçasıdır. Bu yaşamın sonu ise büyük karamsarlık ve depresyon gibi insan hayatını kemiren sürece dönüşebiliyor. Oysa mutluluğu seküler bir yaşam tarzında değil de Yüce Allah’ın (c.c) emir ve yasaklarına uyarak elde etmeye çalışan samimi bir Müslümanın, sıkıntılar ne kadar büyük olursa olsun kalbinin bir köşesinde hep mutlu bir taraf olacaktır.
Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki popüler kültür, bizi İslâmî değerlere uygun bir hayat yaşamaktan hep uzaklaştırma gayesi taşımaktadır. Bunun bilincinde olarak davranmalıyız ve asla inançlarımızın gerektirdiği yaşam kriterlerinden vazgeçmemeliyiz. Popüler kültür ile samimi Müslümanların imtihanı kıyamete kadar devam edecektir. Burada bize çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Özellikle popüler kültürün yayılmasının en büyük kanallarından biri olan televizyon programlarına karşı başta kendimiz bilinçli olmalı, sorumluluğumuz altında bulunanları da bu konuda bilinçlendirmeye gayret göstermeliyiz.
Bu ay içinde idrak edeceğimiz Kurban Bayramımızı kutlar tüm İslâm âleminin huzurlu bir bayram geçirmemizi Yüce Allah’tan (c.c) niyaz ederim. Saygılarımla…
Özhan Aytek