Ülkemizdeki sağlık kuruluşları üç basamak altında toplanmıştır. Birinci basamak sağlık kuruluşları, Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM) ve Aile Sağlığı Merkezlerini (ASM) kapsarken; ikinci basamak sağlık kuruluşları da, devlet hastaneleri, ağız ve diş sağlığı merkezleri, özel hastaneler ve tıp merkezlerini kapsamaktadır. Üçüncü basamak sağlık kuruluşları ise eğitim ve araştırma hastaneleri ile üniversite hastanelerini kapsamaktadır. Bu sağlık kuruluşlarının herbirinin sağlık sistemi içerisinde farklı amaçları ve hedefleri vardır. Sağlık kuruluşlarının amacına uygun olarak kullanılması, sağlık sisteminin en önemli unsurlarındandır. Sağlık kuruluşlarının amacına uygun kullanılmaması, sağlık sisteminde birçok probleme sebep olmaktadır.

Sağlık kuruluşlarının amacına uygun kullanımı ifadesi şu şekilde tanımlanabilir: Bir hastanın şikayetleri doğrultusunda hangi sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyorsa, o sağlık kuruluşunu tercih etmesi durumudur. Bir örnek ile açıklayacak olursak, basit veya mevsimsel rahatsızlıklarda aile hekimliklerinin tercih edilmesi gerekmektedir. Fakat hastalar, bu durumlarda çoğu zaman ikinci veya üçüncü basamaktaki devlet hastanelerini tercih etmektedir. Bu tercihin hastalar açısından çeşitli gerekçeleri olsa da bu durum sağlık sisteminin dengelerini bozmakta, sağlık bakım kalitesini düşürmekte, etkili bir bakım ve tedavi alamama gibi birçok probleme sebep olmaktadır. Sağlık kuruluşlarının uygunsuz bir şekilde kullanımı, hem hastalar hem sağlık personelleri hem de sağlık sistemi için birçok olumsuz sonuçlar doğurmakta ve bu durum uzun vadede sağlık sistemi için sürdürülebilir bir durum değildir.

Türkiye’nin sağlık sisteminin hasta yükünü, çoğunlukla ikinci basamakta sağlık hizmeti sunan devlet hastaneleri çekmektedir. Devlet hastanelerinde oluşan hasta yoğunluğunun birçok olumsuz etkisi vardır. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:
Hastanelerdeki hasta sayısı artışına bağlı olarak sağlık personeli üzerindeki iş yükü artar.
Hasta sayının artması uzun bekleme sürelerine sebebiyet vermekte ve hastaların randevu alamama (muayene olamama) sorununu ortaya çıkarmaktadır.
İş yükünün artmasına bağlı olarak sağlık personelleri; sunacakları bakım, tedavi ve uygulamaları çok hızlı bir şekilde yapmaya çalışmakta, bu durum da çeşitli tıbbi hatalara sebebiyet vermekte, dolayısıyla hasta güvenliğini tehdit edebilmektedir.
İş yükünün artması sağlık personellerinin yıpranmasına, iş memnuniyetsizliğine ve işe bağlı streslerinin artmasına sebep olmaktadır.
Sağlık personellerine karşı şiddet vakalarının artmasına sebep olmaktadır.
Hasta ve personel memnuniyeti azalmaktadır.
Hastaya verilecek bakım, tedavi ve uygulamaların etkinliği, hızlı hizmet sunulduğu için, azalır.
Sunulan hizmetlerin etkinliğinin azalması, hastaların mevcut sağlık problemlerinin çözümsüz kalmasına sebep olmaktadır.
İyileşmeyen hastalar tekrardan hastanelere başvurmakta (tekrar başvuru sorunu) ve hastanelerde hasta yığılmasına sebep olmaktadır.
Hastanelerdeki hasta yığılması en başta saydığımız diğer problemlere sebep olmakta ve bu durum kısır döngü şeklinde devam etmektedir.
Bu kısır döngüyü bozmanın yolu sağlık kuruluşlarını amacına uygun olarak kullanmaktır. Hastaların sorunları çözüme kavuşturulmalı ve aynı sağlık problemi için tekrar başvurmaları önlenmelidir.

Aile hekimliklerinin daha az tercih edilmesinin çeşitli sebepleri vardır. Hastaların aile sağlığı merkezlerindeki personellerle yaşadıkları sorunlar/problemler ile hizmetten memnun kalmama gibi etkenler, onların bu sağlık kuruluşlarını daha az tercih etmelerine ve aile hekimlikleri yerine ikinci basamaktaki sağlık kuruluşlarını tercih etmelerine sebep olmaktadır. Bunların yanında, hastanelerin aile sağlığı merkezlerine göre bazı avantajlarının olması da (uzman hekim, test ve laboratuvar imkanları vb.) hastaların ikinci basamaktaki sağlık kuruluşlarını tercih etmelerinde etkili olmaktadır.

Aile hekimliklerinin tercih edilmesi için neler yapılmalıdır?
Hasta başına düşen sağlık personeli (hekim, hemşire, ebe vb.) sayısı arttırılmalıdır.
Aile hekimliğine başvuran hastalara yeterli vakit ayrılmalı, detaylı bir muayene yapılmalıdır. Böylece hastalara verilen sağlık hizmetinden duyulan memnuniyet arttılmalıdır.
Hastaların sağlık problemlerinin altında yatan sebepler araştırılmalıdır. Sadece semptomatik tedavi verilmesi uygun değildir. Sadece semptomatik tedavinin verilmesi, hastaların tekrar başvurusuna sebep olabilir.
Hastaların detaylı bir şekilde bilgilendirilmesi gerekmektedir. Hastaların aklındaki tüm sorulara uygun cevapların verilmesi gerekir.
Aile hekimliklerinde çalışan doktor, hemşire, ebe ve diğer personellerin hastaları ile uygun bir şekilde iletişim kurmaları gerekmektedir. Hasta ve personel arasındaki iletişim problemleri ortadan kaldırılmalıdır.
Hangi sağlık probleminde hangi basamaktaki sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiği yönünde, özellikle de aile hekimliklerinde verilen hizmetler hakkında halkı bilinçlendirme çalışmaları (kamu spotları, afişler, bilboardlar, broşörler vs.) yapılmalıdır.
Aile hekimliklerini daha cazip hale getirecek çalışmaların yapılması gerekmektedir.
Aile hekimlikleri hangi durumlarda tercih edilmelidir?
Basit ve mevsimsel bütün rahatsızlıklarda,
Acil bakım gerektirmeyen hafif yaralanmalarda,
Koruyucu, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinde,
Anne, çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerinde,
Gebe takibi, bebek izlemi ve aşılama durumlarında,
Kan testi gibi tetkiklerin yapılmasında,
Rutin enjeksiyonların yapılması durumlarında aile hekimleri tercih edilmelidir.
Devlet hastanelerine hangi durumlarda başvurulmalıdır?
Aile hekimliğinde çözülemeyen her türlü sağlık problemi durumlarında,
Uzmanlık gerektiren sağlık problemlerinde,
Acil bakım gerektiren sağlık problemlerinde devlet hastaneleri tercih edilmelidir.
Sonuç olarak, sağlık kuruluşlarını amacına uygun bir şekilde kullanmak hem hastalar hem sağlık personelleri hem de sağlık sistemi açısından çok önemli bir konudur. Birinci basamak sağlık kuruluşlarını güçlendirmek ve cazip hale getirmek, buraların etkinliğini arttırmak suretiyle hastaların aile hekimliklerini kullanmalarını sağlayarak ikinci basamak sağlık kuruluşlarındaki hasta yoğunluğu azaltmak gerekir. Bu başarılırsa ikinci basamak sağlık kuruluşlarında yaşanan bazı mevcut problemler ortadan kalkacak veya azalacaktır.
Sağlıklı ve mutlu bir ömür dileklerimle…

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?