Toplumda yaşamanın da bir edebi var… Olmalı!
Üniversiteden çıkmış, tramvay durağına gelmiştim. Oradan eve geçecektim. Hattın ilk durağıydı ama durakta tramvay yoktu henüz. Durağa az sonra bir tramvay yanaştı. Tramvay durduktan sonra son durakta inecek tüm yolcuların inmesi için önce diğer tarafın kapıları açıldı. Ardından bizim taraftaki kapılar açıldı ve binecek olan yolcularla beraber ben de içeri geçtim. İçeri geçince, her yer boştu zaten, boş bulduğum cam kenarındaki bir koltuğa oturdum. Tramvay daha hareket etmeden yanıma bir kişi gelip oturdu. Birdenbire aşırı rahatsız edici bir koku hissettim. O kadar ağırdı ki başım döndü. Normalde, insanların yüzüne bakmak veya onları süzmek pek edepli bir tavır değil, bu yüzden bakmadım. Ancak o koku o kadar zorlamıştı ki beni istemsizce bakıverdim nasıl biri diye. Çok ileri yaşlarda biri değildi. Muhtemelen 25-30 yaşlarında bir gençti. Kendisinden ağır mı ağır, bir o kadar da iğrenç mi iğrenç ve insanın başına ağrılar sokan bir koku geliyordu. Bu kesinlikle sigara kokusuydu. Tabiri mazur görülsün “sanki zehir içmişti.” Tramvaya binmeden önce elimdeki kitaptan biraz okumaya niyetlenmiştim. Ama odaklanmak ne mümkün! Bir anda hem hevesim kaçtı hem de kitap okumayı kaldıracak dinç zihnim de kayboldu. Sigara içen ve içtiği sigaranın ağır kokusu kendisine, elbiselerine, sanki bütün benliğine yapışıp sinmiş bir kişiden gelen o kokudan dolayı maalesef.
Bu, başıma bir iki defa gelen bir olay değil. Ve eminim sadece benim başıma da gelmiyor. Yaşlısı, hamilesi, rahatsızı-hastası, çoluk-çocuğu var, herkesin başına geliyor.
Durakta beklerken, yolda yürürken sigarasını tüttürerek içen ve arkasında bir duman bulutu bırakan kişinin içtiği sigara haram mıdır diye sormak istiyorum. Sağlığa zararına, insan karakterine olumsuz etkilerine ve muasır alimlerin verdiği hükümlere rağmen bu sorunun cevabına halen bazı kimseler ikna olmamış olabilir. Sigara içenlerin, kendilerine zarar veren bir maddeyi üstelik de bağımlılık yaptığı halde halen helal görmesi hususuna -haram mı, değil mi tartışmasını alevlendirmeden- birkaç sosyal yönden temas etmek istiyorum.
“Sigara helal mi, haram mı?” bunun cevabını alimler veriyor; fetva verecek makamda değiliz diye ve alim olmadığımız için bu konuya dair bir şey diyemeyiz belki ancak herkesin haram olduğunu bildiği bir mevzu üzerinden dahi sigara içilmemesine kani olmamız gerektiğini anlatacağız. Şu konuda istisnasız hepimiz hemfikiriz: Sigara içen bu kimseler, insanları kesinlikle rahatsız ediyorlar. Rahatsız ettikleri kişilere aile fertleri de dahil. Yani onların kul hakkına giriyorlar. Kul hakkının da haram olduğunu cümle cihan biliyor. Eğer biraz hassasiyet varsa -hakiki imandan neşet eden kul hakkına girmeme hassasiyeti varsa- derhal bu işten vazgeçmeleri gerekir.
Sigara kullananların bazısı ağzına naneli şeker, sakız vs. atarak ya da üstüne koku sürünerek sinen kokuyu gidermeye çalışıyor ve her şeyi çözdüğünü sanıyor. Sevdiklerinden birinin yanına oturunca ya da ona sarılınca, sigara içmişse, bir şekilde o ağır koku hissediliyor.
Normal şartlar altında biz niçin banyo yaparız? Terleriz, kokarız ve insanlara bu koku sebebiyle rahatsızlık vermeyelim diye, değil mi? Peki, insan bile bile kendini kirletir mi? İnsanların tiksindiği bir maddeyi kendine sürer mi ya da kullanır, bağımlısı olur mu? Bir düşünün, çok tuhaf değil mi?
Bir diğer husus da şu: Müslüman, özünün ve sözünün bir olmasına azami derecede ehemmiyet vermelidir. Bazıları güya insanlara kötü örnek olmamak için ve içtiği belli olmasın diye sigarayı gizli şekilde içiyor. Daha sonra da kalabalık bir meclise gelip üstüne sinen kokuyla insanları rahatsız ediyor. Belki de birçok yerde bu insanın camideki insanları rahatsız etmemek için soğan ya da sarımsak yenilmemesi gerektiği hakkında konuştuğuna bile şahit oluruz.
Hatırlayalım Peygamberimiz (s.a.s.) insanları rahatsız eden ağır kokularla camilere yaklaşılmamasını tembihlemişti. Bunu da soğan ve sarımsak ile örneklendirmişti.
Buhari ile Müslim’de geçen ve Câbir’den rivayet edilen hadise göre Nebî (s.a.s.) şöyle buyurmuştu:
“Kim sarımsak veya soğan yemişse, bizden ve mescidimizden ayrılsın!”
Bir başka rivayet ise şöyledir: “Kim sarımsak, soğan, pırasa yemişse, mescidimize yaklaşmasın. Çünkü insanoğlunun rahatsız olduğu şeyden melekler de rahatsız olur.”
Sözünü ettiğimiz kimselerin bu hadis-i şeriften yola çıkarak soğana, sarımsağa düşman kesilip halen sigara içmelerine ne demek gerek!
Bu tutarsız davranışları sergileyen bireylerin bilmeleri gereken şeyler var!
Durakta sigara içip de etrafında insan olup olmadığına aldırış etmeyen kişiler diğer insanları kesinlikle rahatsız ediyorlar. Bilmeliler!
Yolda yürürken sigara içen kişiler etraflarına saldıkları ve kendilerini heybetli de göstermeyen -eğer böyle zannediyorlarsa- dumanlarıyla diğer vatandaşlara rahatsızlık veriyorlar. Bilmeliler!
Sigara içtikten hemen sonra toplu taşıma araçlarına binen kişiler bilsinler ki üzerlerine sinen koku insanları rahatsız ediyor. Bilmeliler!
Yolda sigara içip daha sonra içtiği sigaranın izmaritini yere fırlatan kişi hem insanlara rahatsızlık veriyor hem de güzelim çevreyi pisletiyor. Bilmeli!
Askere gidenler de bilir her gün mıntıka temizliği yapılır. Niye? Çünkü sigara içenler etrafa izmarit atarlar. Peki temizleyen kimler: herkes. İçen de içmeyen de. Bu hassasiyeti eğer yüreklerimizde gömmüşsek sigaradan ölmeye gerek kalmamış demektir. Zira kalben çoktan ölmüşüzdür.
Sözün özü, sigara içen kişi zihnini devşirmeli ve bu kötü alışkanlığından acilen uzaklaşmalıdır. “Zararı bana, kime ne?” diyerek işin içinden sıyrılacak kadar basit bir mesele değil anlayacağımız. Ortada toplumsal bir hak söz konusu. Allah bizleri ve nesillerimizi bu melanetten muhafaza etsin…