Okulların kapanmasıyla birlikte dünyadaki çoğu ülkeye göre daha uzun olan bir yaz tatiline girmiş bulunmaktayız. Üç ayı geçen bu sürenin nasıl geçirileceği, kimi öğrenciler ve aileleri için önemli bir sorundur. Bu sürede ne yapacağını bilemeyen bazı öğrenciler sıkıldıkları ve bazı ebeveynler ise çocuklarına yönelik faydalı bir şeyler yapamadıkları için tatilin bir an önce bitip okulların açılmasını istemektedirler.

Bu süreyi, bazı öğrenciler uyuma, cep telefonu veya bilgisayarda oyun oynama, sosyal medyada oyalanma ve TV izlemekle geçirirken bilinçli öğrenciler ise, okulların açık olduğu dönemde yapmaya zaman bulamadıkları hedefler ve faaliyetler için bunu bir fırsat olarak görmekte ve en iyi şekilde değerlendiremeye çalışmaktadırlar.

Bir yılın çeyreğinden fazla bir süreyi kapsayan yaz tatili “en iyi nasıl değerlendirebilir?” sorusunun tüm öğrenciler ve aileler için geçerli tek bir cevabının olmadığını bilmek gerekir. Çünkü her çocuğun ihtiyacı, ilgisi, yeteneği, yaşı farklı olduğu gibi her ailenin çocuğuna sağlayabileceği imkânlar da farklılık göstermektedir. Bununla beraber, öğrencilerin yaz tatilini etkili ve verimli bir şekilde geçirebilmelerine yönelik bazı önerileri aşağıdaki satırlarda bulabilirsiniz.

Öncelikle boş geçirilecek bir vakit olarak görüp yan gelip yatmaktansa aktif bir şekilde geçirilen yaz tatilinin, kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlayacağını unutmamak gerekir. Yaz tatilini zihinsel, bedensel ve duygusal (ruhsal) gelişime katkıda bulunacak ve dinleme, eğlenme, öğrenme ve çevremizle etkileşimi artırma (sosyalleşme) gibi hedeflere ulaştıracak etkinliklerle geçirmeyi hedeflemeliyiz. Ne sürekli çalışmak, ne sadece dinlenmek, ne de sadece eğlenmek tatilin verimli geçtiği anlamına gelir. Doğru seçilen etkinlikler, bu hedeflerin tümünün birlikte gerçekleştirmesini sağlayabilecektir.

Ebeveynler, bu hedeflere ulaştıracak yaz tatili programını çocukları ile birlikte planlamalıdırlar. Zira çocuğumuzla yapacağımız programda hem çocuğumuzun neyi istediğini dikkate almış oluruz hem de karar verme sürecine çocuğumuzu kattığımız bir programın başarılı olma ihtimalini yükseltmiş oluruz. Çocuğumuz, kendi fikirleri alınarak yapılmış bir tatil programına daha istekli katılacaktır.

Çocukların yaz tatilinde, okul dönemine göre daha çok uyumak istemelerini normal karşılamak gerekir. Ama bu durum, gece geç saatlere kadar uyanık kalıp öğle saatlerine kadar uyuma derecesinde olmamalıdır. Şunu unutmamak gerekir ki, uyku uykuyu getirir ve yaz döneminde bozulan uyku dengesi, okullar başladığında sorun oluşturabilmektedir.

Dinlenme ve öğrenme açısından yaz tatilinde yapılması gereken en iyi faaliyetlerin başında kitap okuma gelir. Toplumumuzdaki kitap okuma alışkanlığının yetersizliğini ve sınav merkezli eğitim sistemimiz nedeniyle okul döneminde öğrencilere yeteri kadar kitap okutulmadığını göz önünde bulundurduğumuzda, bu eksikliğimizi gidermek için yaz tatili iyi bir fırsattır. Tabi, bunu yaparken faydalı ve verimli bir kitap okuma programı yapılmalıdır. Özellikle kitapların seçiminde yardımcı olabileceklerine inandığımız kişi ve kurumlardan yardım alınmalıdır.

Kitap okuma derken büyükler olarak da Allah’ın (c.c.) hayat rehberimiz olarak gönderdiği Kur’ân-ı Kerîm’e, onu öğrenmeye ve onu okumaya ayrı bir yer vermek gerekir. Tüm yıl boyunca okumak için özel bir zaman ayırmamız ve hayatımızın başucu kitabı yapmamız gereken Kur’ân-ı Kerîm’i anlamak, daha güzel okumayı öğrenmek ve ezberlerimizi artırmak için yaz tatilini bir fırsata dönüştürmek gerekir. Bu amaçla bu eğitimin uzmanlar tarafından verildiği Kur’ân Kurslarına gitmeyi, yaşımıza ve seviyemize uygun ve yaz tatilinde bitirebileceğimiz bir tefsiri okumayı tercih etmeliyiz.

Özellikle kentlerde yaşayan aileler, yaz tatili süresinin bir kısmını doğal hayatın sürdüğü köylerde geçirebilecek şekilde planlayabilirlerse bunun çocukların eğitimi için çok önemli katkıları olacaktır. Hele bu yerler, dede ve nine gibi aile büyükleri veya akrabaların bulunduğu yerler ise sıla­-i rahim ve akrabalık ilişkilerinin geliştirilmesine sağlayacağı katkılar açısından daha da faydalı olacaktır. Bu yerlerde, ailece yapılacak kır-doğa yürüyüşlerine ve pikniklere özellikle zaman ayırmak gerekir.

Yaz mevsiminin sıcaklığını dikkate aldığımızda, eğlenme ve dinlenme amaçlı olarak bu dönemde yapılabileceklerden biri, imkânlar dâhilinde yüzme etkinliğidir. Yüzmeyi öğrenmek ve iyi bir yüzücü olmayı başarmakla Peygamberimizin (sav) bir sünnetini de gerçekleştirmiş oluruz. Ancak, yaz döneminde yaşanan boğulma hadiselerine karşı dikkatli olunmalıdır.

Sağlıklı bir bedene sahip olmanın olmazsa olmazı olan spora zaman ayırmak gerekir. Çevremizdekilerle iletişimimizi artırmaya katkısı nedeniyle bireysel sporlardan çok futbol, voleybol, basketbol gibi takım halinde yapılan sporları tercih etmek gerekir. Spor faaliyetlerinin, güneş ve sıcaklığın en yüksekte olduğu zamanların dışında yapılmasına özen gösterilmelidir.

Çocuklar okul döneminde dersler; ebeveynler ise iş güç nedeniyle aile fertleri birbirleriyle yeterince vakit geçirememektedirler. Tatillerde, ailece daha çok ve kaliteli zaman geçirmeye, birbirimizi daha çok anlamaya ve dinlemeye çalışmalıyız. Bu nedenle yaz programı yapılırken tüm ailenin katılacağı faaliyetlere de yer verilmelidir. Çocuklarımız ergen dahi olsalar, onlarla oynamaya zaman ayırmalıyız.

Okul eğitimimiz açısından yaz tatilini, biten öğretim yılına ait eksiklikleri tamamlamak ve başlayacak öğretim yılına hazırlık yapmak için de iyi bir şekilde değerlendirmeliyiz. Ama ebeveynler bu çalışmayı, özellikle yılı başarısız bir şekilde bitirmiş olan çocuklarını adeta cezalandırır gibi bıktırıcı yoğunlukta bir programla ve zorlayıcı bir anlayışla yapmamalıdırlar.

Sosyalleşme açısından imkânlarımız ölçüsünde yaz tatilinde yeni yerler ve yeni insanlar tanımaya çalışmak, sosyal medyadan ve bilgisayar oyunlarından daha öğretici olacaktır. Ekranların karşısında aslında a-sosyalleştiren sanal ortamlar yerine doğal olanları tercih etmeliyiz. Bu konuda ebeveynlerin doğru bir rehberlikte bulunması zorunlu hale gelmiştir.

Yaz tatilinde ailesinin bütçesine katkıda bulunmak durumunda olan öğrencilerden çalışabilecek yaşta olanlar, bundan gocunmak yerine bu katkıyı yapabiliyor olmaları nedeniyle kendileriyle gurur duymalıdırlar. Ebeveynler de dinlenme, oyun ve eğlenmenin de çocuklarının gelişimi açısından bir ihtiyaç olduğunu göz önünde bulundurarak imkânları dâhilinde onların bu ihtiyaçlarını da karşılamaya çalışmalıdırlar. Ama “kötü karne” cezası olarak, güya hayatın zorluklarını öğretme amaçlı gönülsüz çalıştırma yoluna başvurulmamalıdır.

Son yıllarda okullarımızda dini eğitime yönelik bazı dersler verilmeye başlanmış olmakla birlikte bu derslerin ve verilen eğitimin yeterli olmadığını unutmamalı ve yaz tatilinde bu eksikliği gidermeye yönelik tedbirler alınmalıdır. Bu amaca yönelik vakıf ve derneklerin farklı yaştaki çocuklara yönelik gerçekleştirdikleri yaz kampları tercih edilebilir. Vakıflar ve dernekler, son yıllarda yukarıda açıkladığımız çoğu aktivitenin yer aldığı (kitap okuma, seminer, spor, oyun, yüzme, film izleme, ödüllü yarışmalar, gezi, piknik vb.) nitelikli eğitici yaz kampları düzenlemeye başlamışlardır. Tercihler yapılırken programların içerikleri incelenmeli ve çocuğumuzun gönüllü bir şekilde katılımı sağlanmalıdır. Zira çocuğumuzun katılmak istemediği, anlamsız ve lüzumundan fazla disiplinin uygulandığı, sosyal ve eğlendirici aktivitelerden yoksun ve yoğunlaştırılmış ağır dini eğitimlerin verildiği ve çocuk psikolojisinden anlamayanların görev aldığı bazı programların, çocuklarımız için beklenen faydadan çok gelecekte telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabileceğini unutmamak gerekir.

Gençler olarak, bir hadisi şerifte geçen her kulun “ömrünü nerede ve nasıl geçirdiğinden ve gençliğini nerede yıprattığından” hesaba çekildiği kıyamet gününde, kendi hesabımızı verirken yılın diğer kısmına oranla daha çok kendi özgür irademizle geçirdiğimiz yaz tatillerinden özellikle sorulacağımızı unutmamalıyız. Ebeveynler olarak da, sorumluluğumuz altındaki çocuklarımızın bu uzun süreleri faydalı ve hayırlı bir şekilde geçirmeleri için üstümüze düşen görevi yerine getirip getirmediğimizden hesaba çekileceğimizi bilmeliyiz.

Yaz tatilimizi yukarıda yazdığımız ve akla gelebilecek farklı faydalı faaliyetlerle geçirmeye çalışırken “Bir işten yorulduğunda hemen başka bir işe koyul…” (İnşirah, 8) ayetinin yol göstericiliğinde gerçekleştirmeye çalışmalıyız.

Herkese hayırlı ve verimli tatiller dilerim. Fî emânillah.

Ömer Murat ÖTER

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?