Kur’ân’ı “ikrâ” ayeti ile başlatan Yüce Rabbimizin, “Oku!” emrinden muradının sadece Kur’ân’ı okumak olmadığı; Kur’ân’ın birçok yerinde geçen ibret sahnelerinin anlatılması ve bunlardan dersler çıkarılmasının istenmesiyle anlaşılmaktadır. Yüce Allah, bu ayetlerle bizden kâinatı okuyarak kelime anlamı düşünmek olan tefekkür ibadetini yerine getirmemizi de istemektedir. Tefekkür, İslami anlamda kişinin kendini, yeryüzünü, gökyüzünü, yaratılmışları izleyerek Allah’ın kudreti ve sıfatları üzerine derin bir şekilde düşünmesi ve onlardan ibret almasıdır.
Akıl sahibi bir varlık olan insan, ancak aklını kullanarak hayvan ve bitki gibi varlıklardan ayrılabilir. Nitekim Yüce Allah, Âl-i İmrân Sûresi 191. ayette, “O akıl sahipleri, ayakta dururken, otururken ve yanları üzerine yatarken daima Allah’ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür ederler ve: “Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın. Sen bütün eksik sıfatlardan uzaksın. Bizi cehennem azabından koru!” derler.” buyurarak akıl sahibi insanlara yakışan şuuru bize hedef olarak göstermektedir.
Gelin, Yüce Rabbimizin tefekkür etmemiz için bizlere indirdiği ayetlere bakalım:
“Yeryüzüne bakmazlar mı, orada her türden nice güzel ve yararlı bitkiler bitirdik.” (Şuara, 7)
“Kuşkusuz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün değişmesinde, insanlara fayda veren yüklerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökten indirerek onunla ölü haldeki toprağa can verdiği ve orada her çeşit canlının yetişmesini sağladığı yağmurda, rüzgârları ve gökle yer arasında emre hazır bekleyen bulutları evirip çevirip yönlendirmesinde aklını işleten bir topluluk için elbette nice deliller vardır.” (Bakara, 164)
“O Allah ki, yeryüzünü enine boyuna yayıp genişletti, oraya sapasağlam dağlar yerleştirdi, nehirler akıttı ve orada her bir ürünü çifter çifter yetiştirdi. O, sürekli olarak geceyi de gündüze bürüyüp duruyor. Doğrusu bütün bunlarda, iyi düşünebilen kimseler için nice deliller, alınacak nice dersler vardır. (Râ’d, 3-4)
“Allah o su ile size; ekin, zeytin, hurma ağaçları, üzümler ve her türlü meyvelerden bitirir. Elbette bunda düşünen bir kavim için bir ibret vardır. O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O’nun emri ile sizin hizmetinize verilmiştir. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir millet için ibretler vardır. Sizin için yeryüzünde çeşitli renk ve biçimlerle yarattığı şeyleri (hayvanlar ve bitkiler) de sizin hizmetinize verdi. Öğüt alan bir toplum için bunda ibretler vardır.” (Nahl, 11-13)
“(Resûlüm!) De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın ve Allah’ın ilk yaratılışı nasıl başlatıp devam ettirdiğini görün. Allah, daha sonra ikinci hayatı da işte böyle gerçekleştirecektir; Allah her şeye kadirdir.” (Ankebût, 20)
“De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da öncekilerin akıbeti nice oldu bir bakın. Onların çoğu şirke sapmış kimselerdi.” (Rûm, 42)
Gerek insana fayda sağlayan şeylerin anlatıldığı gerekse geçmiş kavimlerin başlarına gelenler ve insanların ibret almasının istendiği olayların anlatıldığı ayetlerle Yüce Allah, insanı yaratılış gayesine yönlendirmektedir.
Tefekkür Etmenin İnsana Kazandırdıkları
Tefekkür etmeyi teşvik eden ayetler ile tecrübeleriyle bizi bu konuda aydınlatmış âlimlerin yaşantılarını incelediğimizde tefekkür ile elde edilen faydaları şu şekilde sıralayabiliriz:
1-Allah’ın azametini ve kudretini görmek: İnsan kendi bedenini, kâinatı ve kâinatın içerisinde yaratılmış tüm varlıkları etraflıca incelediğinde bunları yaratan Yüce Allah’ın gücünün sonsuz olduğunu anlayacaktır. Dolayısıyla Allah’ın yüceliğini ve O’nun karşısında acizliğini idrak eden insan, rabbine isyan etmeyecek, dolayısıyla dayanması gereken tek varlığın O olduğunu anlayacaktır.
2-Hayatın anlamını sorgulamak: Evrendeki olayları inceleyen insan, bu kadar muazzam yaratılan bu düzeni şaşkınlıkla izleyerek hayatın amacı ve bu düzen içerisindeki varoluş nedenini sorgulama ihtiyacı hisseder. Birbirini takip eden gece-gündüz, mevsimler gibi insanın da hayatının evreleri olduğunu ve bu döngünün bir gün son bularak ebedi hayatın kapısından girerken pişman olmamak için bu dünyada nasıl yaşaması gerektiğini yine kâinattaki olayları inceleyerek anlayacaktır.
3-Aklını kullanmak: Çevresini incelemeye başlayan insan, aklını kullanma yetisini aktif hâle getirerek tefekkürün zorunlu olan yönünü gerçekleştirir. Daha sonra düşünmeye başladığı konular üzerinde mantık örüntüleri kurarak sistemli düşünmeyle tefekkürü gerçekleştirir.
4-İbret ve nasihat almak: Düşündüklerinden ibret ve nasihat almaya başladığında ise insan, söz ve davranışlarında kısaca hayatının tamamında daha temkinli davranır. Hayırlı işler yapmaya gayret ederek Rabbinin rızasını kazanmaya çalışır.
5-İbadetlere yönelmek: Tefekkürle azametine ve kudretine şahitlik ettiği Rabbine minnet hisleriyle dolan insan, Rabbinin kendinden istediği ibadetlerle şükrünü eda etmeye çalışır. Sadece farz olan ibadetlerle yetinmeyip nafilelerle O’na daha fazla yaklaşmak ve içindeki kulluk coşkusunu bu şekilde yatıştırmak ister. Yaptıklarıyla yetinmeyip her defasında daha fazlası için çabalar.
6-Kısa sürede çok sevap kazanmak: Birçok âlimin manevi yolculuklarında onların gerekli donanıma sahip olmalarını sağlayan ibadet tefekkürdür. Bu hususta bir saat tefekkürün, bir yıl yapılacak nafile ibadete karşılık geleceği de ifade edilmektedir.
7-Bilgi dağarcığını geliştirmek: Çevresini inceleyerek yaratılmışlar üzerinde düşünen insanın çevredeki olaylar ve nesnelerle ilgili bilmedikleri konusunda öğrenme isteği uyanır. Nesneler ve etrafında gerçekleşen olayları araştırırken eşyaların ve olayların ardındaki sır perdelerini bir bir aralayarak bilmediği bilgilere erişir. Dolayısıyla sahip olduğu bilgi birikimi artmış olur.
8-Geniş bir bakış açısı: Sorgulama, düşünme, araştırma ile öğrenme sürecine giren ve ibadetlerle de ruhunu besleyen insan, gerek kendi yaşadıkları gerekse çevresindeki insanların yaşadıkları olaylara karşı farklı bakış açıları geliştirme ufkunu yakalar. İnsanların anlattıkları olayları dinlerken onları anlamaya çalışır ve ne hissettikleri ile ilgili empati kurar. Bu şekilde daha anlayışlı, hoşgörülü ve insanların kendisiyle konuşmayı tercih ettiği biri hâline gelir.
Tefekkür ibadeti, insana kazandırdıklarıyla düşünüldüğünde, insanın hayata bakışını önemli ölçüde etkileyen bir ibadettir. Bu nedenle insanın, Allah’ın yarattıkları üzerindeki güzellikleri ve faydaları düşünmek, ahiret hayatıyla ilgili Kurân’da bahsedilen sahneler üzerine düşünerek kendi sonunu hesap etmek, yeryüzünde daha önceden yaşamış kavimlerin başına gelenlerden ibret almak vb. konularda muhakkak tefekkür etmelidir.
Allah bizleri tefekkür ibadetini hakkıyla yerine getiren kullarından eylesin.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?