Küçüklüğümüzden beri gördüğümüz, kulaklarımızın aşina olduğu, iyi zannedip de çocuklarımızı emanet ettiğimiz, kötülüğü masum gösterip dinî değerlerimizi yok etmekte olan evlerimizin içerisine hatta muhabbetlerimize kadar giren özellikle de yabancı çizgi filmlerin masumiyeti çok mu derin?

-Hayır! Çizgi filmler hiç de masum değil. Aksine İslamiyet’in getirmiş olduğu kuralları gelecek nesle unutturan tehlikeli birer unsurdurlar. Çizgi filmler, çocukların zihnini Batı’nın düşünceleriyle doldurmaktadır.
-Peki, nasıl ve nelere dikkat ediyorlar, ne tür düşünceleri yok ediyorlar?
Aslında bu sorunun cevabı çok derin ve oldukça kapsamlı; bunu maddeler hâlinde açıklayabiliriz. Çizgi filmlerle verilen mesajlardan bazıları kısaca şöyle:

1) Her evde bir köpeğin bulunması şart.
Çizgi filmlerde, aile bireylerinin köpek ile vakit geçirdiklerine, eve alıp köpeğe dokunduklarına çok kez şahit oluyoruz. İslamiyet’te eve girmesi yasak olan ve dinen necis sayılan bir hayvanın evin içinde bulunmasının normalmiş gibi gösterilmesi…

2) Kız ve erkek ilişkilerinin sınırsız olması.
Anaokulundan başlayıp o şekilde devam eden kız ve erkek ilişkilerinin bu denli sınırsız olması ve normal gösterilmesi yine İslamiyet’in yasaklamış olduğu bir durumdur.

3) Aile içindeki tüm olayların abartılması.
Bu maddeyi bir örnekle özetleyebiliriz:
Çizgi filmde yere düşüp dizini kanatan çocuğun büyük bir olaymış gibi başında bekleyip onu tembelliğe ve şımarıklığa sürükleyen bir anne mi yoksa gerçek hayatta ilgilenmesi gereken bir evi, eşi, davası olup da yere düşen çocuğunun kendi ayaklarının üstünde durması için çocuğuyla ilgilenmeyi abartmayan bir anne mi? İki anne arasındaki fark bariz bir şekilde ortada…

4) Maddi şeylerin ön planda olması.
Gösterişli evlerin, yemeklerin, yemek masalarının vb. şeylerin yoğun olduğu; çocukların bakarak özenti hâline getirdiği renkli ve maddiyat dolu görseller ve dahası…
Her çocuğun kendine ait odasının olması yine izleyicilerin dikkatini çeken en büyük etkenlerden biri.

5) Tüm yaz tatilleri lüks bir şekilde değerlendiriliyor.
Yaz tatillerinde sınırsız harcamalar yapılarak, Fransa’ya, Londra’ya, Amerika’ya ve daha birçok ülkede tatiller yapılıyor, çocukların bu konudaki özentisi artıyor ve daha güzelini istiyorlar. Geçimini zor şartlar altında sağlayan bir baba için bu özenti büyük sıkıntılara dönüşebiliyor.

6) Her evde annenin bir iş sahibi olması.
İslamiyet’e göre zaruret dışında kadının bir iş yerinde çalışması doğru değilken çizgi filmlerde bu çok normalmiş gibi gösteriliyor.
Ve daha birçok örnek…
Sayıp da bitiremeyeceğimiz kahraman gibi görünüp karakterlerinin asıllarında kahramanlık değil de büyük bir tehlike yattığının ve bunun farkına varmamız gerektiği kanaatindeyim.
Gün boyu çocuklarımıza izlettiğimiz çizgi filmlerin perde arkası göründüğü gibi değildir!
Zaman zaman kendimize şu soruyu sormalıyız.
Çocuklarımız kimlere emanet!?
Çocuklarımızı bilgi almaları için yönlendirdiğimiz çizgi filmler onların akıllarındaki İslamiyet’e dayanan bilgileri yok eden bir düşman iken ondan çocuklarımızı uzaklaştırmak zor olmasa gerek.
Şu an çocuklarımız okulda, parkta, okulda vb. toplu ortamlarda değerlerini unutturacak davranışlar sergiliyorsa bu demektir ki çocuklarımız yanlışlara emanet.
Onların ellerinden tutmak, dini değerlerini bir nebze de olsa hatırlatmak biz büyüklere düşen en büyük görevdir.
Peki nasıl?
İçinde Kudüs’ü, İslam’ı, güzel ahlakı anlatan çizgi filmlere yöneltmek…
İzledikleri şeylere dikkat etmek…
Onlarla sık sık vakit geçirip düşüncelerine iyi anlamda yön vererek ve benzeri birçok şey yaparak onları bu tuzaktan uzaklaştırabiliriz.
Rabbim gelecek nesli İman yolunda kuvvetlendirip onları bu konuda bilinçlendirmemizde bizlere yardımcı olsun.
Allaha emanet olun.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?