Öğretmen ve eğitim insanlık tarihi kadar eski, hava ve su gibi önemli… İnsanlığın ilk öğretmenleri peygamberlerdir. Allah (c.c.), yeryüzüne imtihan için gönderdiği kullarına yaşarken uymaları gereken kuralları bazılarına kitap verdiği bazılarına da vermediği peygamberleri aracılığıyla bildirmiştir.

Peygamberimiz (s.a.s.), Medine’ye hicret edince ilk yaptığı işlerden biri Suffa okulunu yapmaktı. Genellikle savaşlara ilim talebelerini göndermemiş, bunlar toplumun büyük bir ihtiyacı olan eğitimini üstlenmişlerdir. Eğitimin belli bir bilim dalında, belli bir konuda bilgi ve beceri kazandırma, yetiştirme ve geliştirme işi olduğunu varsayarsak Peygamberimiz (s.a.s.), ilahi emir doğrultusunda bu işlemi önce kendisi, sonra sahabeleri aracılığıyla toplumda büyük ölçüde gerçekleştirmiştir. Bu işlevi, günümüzde okullar yapmaktadır. Okullarda eğitim öğretim ülkenin etkin güçleri tarafından belirlenmektedir. Dinî hayatın etkin olduğu ülkelerde eğitim büyük ölçüde dinî kurallar esas alınarak hazırlanmaktadır. Altı yüz yıllık Osmanlıda uygulanan dinî ve örfi hukuk ve eğitim sistemi, cumhuriyetle beraber yerini Batılı normlara göre düzenlenen hukuk ve eğitim sistemine bıraktı. Bu inkılap ve değişimlerin, ülkemizin eğitim sistemine hiçbir katkısı olmamıştır. İslam bedenine ecnebi gömleği giydirmek gibi bir şey yaptık sadece.

Yusuf Kaplan Hoca’nın dediği gibi: “Amerika’daki eğitim sistemi kendi çocuklarını yetiştiriyor. Kendi geleceğini kuracak bir eğitim sistemi yüz sene içerisinde bir adamı yetiştirmek için vardır. Bir tane Kant’ı, Hegel’i yetiştirmek içindir. Benim bir Sinan, Itri yetiştirmem lazım. Amerika’daki, Avrupa’daki eğitim sistemi kendi altını mı oyuyor? Hayır. Mevcut eğitim sistemi, benim çocuğumu benim elimden alıyor. Ailesine, kültürüne yabancılaştırıyor, düşman ediyor. Yetmedi, öyle bir noktaya getiriyor ki, şimdi cinsel sapık yapıp bırakıyor. Buna kesinlikle dur denilmesi lazım. Mevcut eğitim sistemiyle bu gidişata dur demek mümkün mü?”

Ülkemizdeki eğitim sisteminden çıkan insanlar ne Batılı anlamda bir bilim adamı ne de Doğulu anlamda bir âlim oluyor. Bizim medeniyet köklerimize inmemiz gerekmektedir. Aksi takdirde okullarımızda kutsal kitabımıza tekme atan çocuklar çoğalacaktır.
Türkiye’de eğitim sorunları ve çözüm önerilerini birkaç başlıkta sıralayalım.
Maddeyi önceleyen bir eğitim sisteminden manayı (ahlakı) önceleyen bir eğitim sistemine geçmeliyiz.
Milli ve evrensel değerleri merkeze alan bir yaklaşımla sürdürülebilir bir eğitim sistemi oluşturmalıyız.
Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı, merkezdeki okulların ihtiyaçları giderilirken kenar semt okulları ihmal edilmemelidir.
Okullar başarılı öğrencileri seçmek için sınav yapıp başarılı okul imajı vermek yerine alarak belli okullarda toplanarak haksız bir yarış ve kıyaslama yapılmaktadır.
İmam Hatip okullarında idareci ve öğretmenlerin seçiminde herhangi bir kriterin olmaması bu okulların misyonunu tam ve beklenen anlamda yerine getirmesinde sıkıntılar oluşturmaktadır.
İmam Hatip okullarının karma oluşu ve başörtüsünün zorunlu olmadığı bir ortamda dini hassasiyeti yüksek bireyler yetişmemektedir.
Ücretsiz dağıtılan ders kitaplarının içeriği zenginleştirilerek, yardımcı kaynak ihtiyacı azaltılmalıdır.
Başarılı öğrencileri sınavla alan okulların bağış adı altında yüklü miktarda para almalarının önüne geçilmelidir.
Sürekli değişen okul kıyafetleri dar gelirli aileleri zor durumda bırakmaktadır.

Öğretmenlerin cep telefonu ile görüntülerini çekerek onlarla alay eden öğrencilere herhangi bir yaptırımın olmaması, aksine öğrencinin geleceği için uğraşan öğretmenin cezalandırılması, öğretmenin saygınlığını ve otoritesini zedelemektedir.
Millî Eğitim Bakanlığının mesleki okullarının yaygınlaştırılması için yaptığı çalışmalar desteklenerek nitelikli meslek erbabı yetiştirilmelidir.
Her ile ve ilçeye üniversite açmak yerine ülkenin ihtiyacı kadar bölüm ve öğrenci alınması, mezun olan öğrencilerin devletten iş beklentisini azaltacaktır.
Sonuç olarak insanı önceleyen, insan odaklı bir eğitim sistemi, dinî bir aksesuar olarak değil, olmazsa olmazı kabul eden eğitim sistemi oluşturmamız gerekir. İnsan, insanın kurdu yerine insan insanın ilacıdır düsturunca gelecek nesiller yetiştirecek, atanmış değil ADANMIŞ öğretmenlere selam olsun.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?