6 Şubat 2023; Saat 04.17; Ülkemizde tam 11 il, Kahramanmaraş merkezli 7,7 şiddetinde ve 13.24’te 7,6 şiddetinde iki büyük depremle sarsıldı. Depremler Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya başta olmak üzere Gaziantep, Osmaniye, Kilis, Adana, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Elazığ illerinde çok ciddi sarsıntılara ve yıkımlara sebep oldu. Depremlerde ne yazık ki 50 binden fazla insan hayatını kaybetti. On binlerce insan ise yaralandı.
6 Şubat 2023 saat 04.17 Siverek Şanlıurfa
Çok büyük bir deprem oluyor. Daha önce de Elazığ ve Samsat merkezli depremleri Siverek’te hissetmiştik ama bu çok farklı…
Çok uzun ve şiddetli…
Sanki kıyamet sahnelerinden bir sahne…
Çoğumuz uykuda yakalandık bu büyük depreme.
Anlamaya çalışıyoruz.
Ne oldu?
Acaba nerede deprem oldu?
Çök-kapan-tutun yöntemiyle depremin bitmesini bekledik. Çok uzun sürdü. Yıkılmak üzereydi üzerimize kolonlar, kirişler ve tavan… O an belki de tek sığınağımız olan duaya sığındık. Deprem durdu. Aşağı indik. Aşağıda mahşeri kalabalık. Herkes kendini korkudan dışarı atmış. Kiminin elinde çocuğu kiminin elinde alabildiği birkaç parça eşya. Hepimiz satın almak için türlü türlü mücadeleye girdiğimiz o güzelim evlerden ve eşyalardan adeta kaçarcasına uzaklaşmanın derdine düştük. Kimimiz arabalarımıza kimimiz müstakil evi olan yakınlarımıza koştuk. Bir taraftan da deprem ile ilgili bilgilere ulaşmaya çalışıyorduk. Haber kanalları da deprem ile ilgili henüz sağlıklı bilgiler alamadıklarından olsa gerek merkez üssünü bile farklı farklı vermeye başladılar. Kimisi depremin merkez üssü olarak Diyarbakır’ı gösterirken kimisi Gaziantep, bir başkası ise Kahramanmaraş’ı gösterdi. Eşim ve çocuklarım ile birlikte babamların müstakil evine güvenli bir şekilde ulaştıktan sonra depremin yaşandığı illerde yaşayan eş dost ve akrabalarımızı aradık. Onlardan haberler almaya çalıştık. Kimisinden iyi haberler alıyorduk, kiminden kötü. Kiminden ise haber dahi alamıyorduk.
Sabah henüz saat 08.00 suları…
Siverek Sivil Toplum Kuruluşları olarak acil bir toplantı kararı aldık. İlçemiz Siverek’in durumu ile ilgili bilgiler almaya çalıştık. Gelen bilgiler Siverek için sevindiriciydi. Rabbimize hamd olsun ki Siverek merkezde yıkılan bina ve enkaz altında kalan kimse yoktu. Kırsaldan bazı yıkım ve yaralanma haberleri geliyordu ancak gerekli müdahalelerin yapılıyor olması bizi rahatlatmıştı. Toplantımız sürüyordu. Şanlıurfa’dan, Diyarbakır’dan haberler gelmeye başlamıştı. Her iki şehirde de yıkımların olduğu ve enkaz altında insanların kurtarılmayı beklediği bilgisini almıştık. Bir taraftan da Siverek’teki Sivil Toplum Kuruluşları olarak “Siverek Deprem Platformu” adlı bir yardımlaşma platformu kurmanın hazırlığı içindeydik.
Şanlıurfa ve Diyarbakır’daki arkadaşlarımız ile görüştüğümüzde şu an oraların çok büyük yardıma ihtiyaçlarının olmadığını ve kendi kendine yeterli olduğunu söylediler. Dikkatimizi hemen bize yakın olan ve neredeyse hiçbir haber kanalının sağlıklı bilgi veremediği Adıyaman’a verdik. Ulaştığımız arkadaşlarımız Adıyaman’da durumun çok kötü olduğunu, çok büyük yıkımın yaşandığını, elektrik ve su şebeke sisteminin nerdeyse hiç olmadığını söyledi. Bunları duyduktan ve teyit ettikten sonra hemen Adıyaman için seferberlik başlatma kararı aldık. Saat 11.30’da hazır olacak şekilde yemek hazırladık ve acil bir şekilde Adıyaman’a gönderdik. Adıyaman’a giden arkadaşlarımız aracılığı ile artık daha sağlıklı bilgiler alıyorduk. Yıkım çok ama çok büyüktü. Hastaneler yaralı ve ölü insanlarla dolmaya başlamıştı bile. İnsanlar bir taraftan depremin şokunu atlatırken diğer taraftan soğuk havayla baş etmeye çalışıyordu. Arkadaşlarımızın verdiği bilgiler doğrultusunda yemek, battaniye ve su gibi temel ihtiyaç malzemelerini hazırlıyor ve hiç zaman kaybetmeden gönderiyorduk.
Vakit öğleyi geçmişti ki saat 13.24’te merkez üssü Elbistan olan 7,5 şiddetindeki depreme yakalandık. Yardım toplama merkezinden kendimizi dışarı attık. Ailemizin ve sevdiklerimizin güvende olduklarından emin olduktan sonra tekrar yardım çalışmamıza başladık. Sadece bizim birlikte çalıştığımız “Siverek Deprem Yardımlaşma Platformu” değil adeta tüm Siverek, Adıyaman için seferber olmuştu. Üniversiteli ve liseli genç kardeşlerim adeta “Biz Z kuşağı değil Elif kuşağıyız.” diye haykırıyordu. İlgilendiğimiz üniversiteli ve liseli gençler sürekli arıyor ve ne tür yardım olursa olsun hazırız diyordu. Kimisi evinden, akrabasından, köyünden ve mahallesinden topladığı battaniyeleri getiriyordu. Kimisi öğrenci bursunu bağışlıyordu. Kimisi fırında Adıyaman’a göndermek için ekmek kuyruğuna giriyordu. Kimisi evindeki yeni alınmış elbiseyi, kimisi de ikinci el elbisesini getiriyordu. Siverek’in köylerinden genç kardeşlerimizin Adıyaman’a arama kurtarma çalışmalarına destek için gittiğini duyuyorduk.
Gençler yerinde durmak istemiyordu. Bazı klavye kahramanlarının (!) yaptığı gibi sadece paylaşım yapmayı ve boş konuşmayı değil; yardım etmeyi, yardım toplamayı, enkaz altından canlar çıkarmayı istiyorlardı. Bir hafta boyunca Siverek’te neredeyse her sokağında ucunda gençlerin öncülüğünde adeta bir yardım seferberliği yürütülüyordu. Kamyonlar, kamyonetler ve otomobiller… Gördükleri her aracı yardım malzemeleri ile doldurup Adıyaman başta olmak üzere depremden en çok etkilenen illere gönderiyorlardı. Bazen her şeyi bırakıp gençleri izlemek yetiyordu gelecek adına ümitlenmek için. Bu manzara sadece Siverek’e has bir manzara değildi tabi ki…
Televizyonlarda, sosyal medyada ve videolarda bunun gibi binlerce manzara görmek mümkündü. Depremi fırsat bilip yemek fiyatlarını ikiye üçe hatta dörde katlayan işletmelere inat depremzedelere ücretsiz yemek ve çorba dağıtan gençler vardı mesela. AFAD, Kızılay ve başka başka yardım kuruluşlarının deprem bölgesindeki depolarında canla başla çalışan gençler vardı mesela. Ve bu yazının içeriğine sığmayacak kadar çok örnekler sergileyen gençler. Bu gençler sürekli kendi gençliğimiz ile kıyasladığımız, kültürümüzden ve değerlerimizden bihaber “Z” kuşağı gençleri miydi yoksa gayretli, duyarlı ve gözü kara “Elif” kuşağı gençleri mi? Bu gençler harika gençler! Ümidimizi tekrardan dirilten gençler…
Şimdi ben de gençlere sesleniyorum:
Sevgili Gençler,
Sizler kendinizi bu büyük felakette bizlere çok iyi anlattınız. Sizin için belirlenen kaplara sığmadığınızı, cesur, gayretli, fedakâr, duyarlı, cömert, merhametli ve gözü kara olduğunuzu bizlere gösterdiniz. Müslüman gencin giyimi, kuşamı, ilgileri ve kültürel bazı özellikleri değişir ama gerçekte savunduğu değerlerin değişmediğini bizlere haykırdınız. Sizler harikasınız! Sizler ümidimiz ve geleceğimizsiniz. İçinizdeki imanı, inancı, sevgiyi, merhameti ve iyi özellikleri hep diri tutun. Bu coğrafya, bu ümmet sizleri bekliyor. Depremden sonra yaptığınız gibi öne atılmanızı, değerlerimizi savunmanızı ve yaşamanızı bekliyor. Evet. Sizler gerçekten harikasınız. Ümidini yitirmiş ümmete ümit aşılayan harika gençlersiniz.
Selam ve dua ile..

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?