Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
Değerli Davet Mektebi Okurları,
Tüm dünyada etkili olan ve eğitim-öğretim alanı dâhil tüm sosyal ve beşerî ilişkileri etkileyen pandemi döneminin ağır geçen sürecinin geride bırakılıp normalleşmeye doğru adım atılmaya başlandığı bir dönemdeyiz. Bu vesile ile ülkemizde okulların açılıp yüz yüze eğitime başlanacağını ümit ediyoruz.
Geride bıraktığımız bir buçuk yıllık süreçte, yüz yüze eğitimin yapılamaması, gerek eğitim-öğretimin gerek diğer sosyal ilişkilerin online olarak yürütülmek zorunda oluşu, İslami davet çalışmalarını da elbette yavaşlatmıştır. Zira hiçbir online bağlantı, yüz yüze ve göz göze gelmenin, kalpten kalbe muhabbet ve kardeşlik köprüsü kurmanın yerini tutmamaktadır.
Gerek ortaöğretim gerekse yükseköğretimde, arkadaşlarımız, hoca ve öğrencilerimizle yüz yüze buluşmayı ümit ettiğimiz Eylül ayında, “Okullardan Gönüllere” başlıklı bu sayımızla, okullarda İslami davet çalışmalarının önemini ve lüzumunu gündeme getirmeyi hedefledik. Şu bir gerçek ki İslam’ın diriltici soluğunu gençlere ulaştırmak; nefsin doruk yaptığı, başıboş duyguların her yönüyle hayatı keşmekeşe çevirip ömür gemisini alabora etmeye başladığı gençlik döneminde, onları başta Hz. Peygamber (s.a.s.) olmak üzere örnek şahsiyetlerle buluşturmak çok büyük önem arz etmektedir.
Unutmamak gerekir ki okullar, gönüllere dokunma hususunda bizim için büyük bir fırsattır. Hz. Peygamber (s.a.s.), İslam’ın ilk öğretmeniydi. Ashab-ı Kiram’ın her biri, gittikleri yerlerde insanlara rehberlik ettiler, hakkı ve hakikati öğrettiler. Tarihte iz bırakan nice Müslüman âlim, öğrettikleri vasıtasıyla bunu başardı. Üstad Hasan el-Benna, bir öğretmendi. İlk irşad faaliyetlerine ise daha kendisi de bir öğrenci iken başlamış, çevresindeki arkadaşlarını hayra davet edip şerden alıkoymaya çalışarak harekete geçmiş, öğretmen olduğu yıllarda ise bunu çok daha geniş çerçevede uygulamaya gayret etmiş ve muvaffak olmuştu.
Bu vesileyle bizler de gerek arkadaşlarımıza gerek öğrencilerimize İslam’ın davetini ulaştıracağımız bir çalışma ortamına girmekte olduğumuz bilinciyle “Okullardan Gönüllere” sloganını hep gündemde tutalım. Şunu da hiçbir zaman unutmayalım ki “bizim vesilemizle bir tek insanın dahi hidayete ermesi, bizim için dünya ve üstündeki her şeyden daha hayırlıdır.” Bu sayıda Ahmet Milli Hocamızın da işaret ettiği gibi, “atanmış değil adanmış öğretmenler” muvaffak olacak, nice gönüller fethedeceklerdir.
Müminler olarak bizim gönlüne giremediğimiz, kalbini İslam’a açamadığımız her bir genç, şer cephesinin askeri olmaya adaydır. Zira nefis kötülüğü emreder ve şer ordusunun da en büyük işbirlikçisidir. Nefsine sahip çıkmasını, ruhunu yüceltmesini öğretemediğimiz her genç, nefsin peşinden sürüklenerek şerrin ve dalâletin cephesinde yer almaya, kimi zaman dünyevi açıdan kârlı gibi görünse de ahiretini kaybetmeye mahkûmdur. Bu nedenledir ki okullardan gönüllere doğru yürümek bizler için gayet mühim, manevi açıdan gayet kârlı, asla ihmal edilmemesi gereken bir vazifedir.
Olağanüstü bir durum olmadığı takdirde ülkemizde okulların açılıp yüz yüze eğitime başlanacağını ümit ediyor; eğitim-öğretim döneminin tüm öğrenci kardeşlerimiz için hayırlara vesile olmasını, manevi kazançlara mazhar olmalarını diliyoruz.
Selam ve dua ile.
Dr. Ahmet AKBAŞ
Genel Yayın Yönetmeni

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?