Soru: Günlük tutmak gerekli midir?
Cevap: Bu kişisel bir durumdur
Her gün düzenli bir şekilde tutulan günlük beyaz bir sayfa, dakikalar sonra kelimelerle dolar. Genelde gün sonunda yazılır. Ama burada kastedilen beyaz sayfalar değil, Allah’ın her kuluna bahşettiği kalptir. Beyaz sayfalarda günlük tutarken belli başlı konularda yazıyoruz. Bir Müslümanın da kalbini nelerle doldurduğunu ya da nelerle dolduracağını bilmesi ve murakabe etmesi gerekir.
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Dikkat edin! Bedende bir et parçası vardır; o iyi olduğunda bütün beden iyi olur, o kötü olduğunda bütün beden kötü olur. Dikkat edin! O et parçası kalptir.”1
Ebu Hureyre (r.a.) kalp hakkında şu açıklamayı yapmıştır:
“Kalp hükümdar, organlar onun askerleridir. Hükümdar iyi olursa ordusu da iyi olur; kötü olursa ordusu da kötü olur.”2
Efendimiz (s.a.v.)’in, ‘Dikkat edin’ buyruğuna uymadan belki de hadisi anlamak zor olur.
Kalbimize girene dikkat!
Kulağımızın duyduğuna dikkat!
Gözümüzün gördüğüne dikkat!
Azalarımızın Allah’ın rızasına uygun iş yapıp yapmadığına dikkat!
Kalbimizin nelerle dolacağını azalarımızın meşguliyeti belirleyecek.
Kalbin Pası
Efendimiz (s.a.v.) başka bir hadisinde de şöyle buyuruyor:
“Bir kul günah işlediği zaman kalbinde siyah bir leke meydana gelir. Eğer o kul günahı terk edip bağışlanma dilerse, bu leke kaybolur. Şayet tövbe etmez ve günah işlemeye devam ederse o zaman bu siyah nokta büyüyerek onun bütün kalbini kaplar. İşte Allah Teâla’nın, “Doğrusu, yapıp ettikleri kalplerini kaplayıp karartmıştır.”3 mealindeki ayetinde ifade ettiği kararma ve pas tutma budur.
Said Nursi şöyle der:
“Evet, günah kalbe işleyip siyahlaştıra siyahlaştıra nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah istiğfarla çabuk imha edilmezse kurt değil, belki küçük bir manevi yılan olarak kalbi ısırıyor.”4
Doğum ve ölüm arasında yaşıyoruz. Ve ölüm geldiğinde artık dünyada duyduğumuz cennet, cehennem, sırat, mahşer, hesap günü kavramlarının gerçekleştiği zamana varmış olacağız. Beyaz sayfalara günlük tutar gibi kalbimizin günlüğünü tutmalıyız. Ne var kalbimizde? Biz fark etmesek de meşguliyetler karakterimizi oluşturuyor. Meşguliyetlerimiz, zaman geçirdiğimiz kişiler bir zaman sonra bakıyoruz bizim kişiliğimiz olmuş. İyi bir kişi, iyi bir arkadaş, iyi bir eş, iyi bir kardeş, iyi bir aile, iyi bir ben demek olabilir. Tam tersi de kötü bir eş, kötü bir kardeş, kötü bir arkadaş vs. kötü bir ben olmaya zemin hazırlar.
Kalbin Islahı
Kalbin ıslahı için Ahmed b. Hanbel (Allah ona rahmet eylesin) şöyle der:
“Kulun kalbini ıslah etmesi için iyilerle beraber olması kadar faydalı bir şey yoktur. Yine kulun fâsıklarla beraber olup onların işlerine dikkat ve nazar etmesi kadar zararlı bir şey yoktur.”
Muhammed b. İdris eş-Şafi (Allah ona rahmet eylesin) şöyle der:
“Vakit bir kılıçtır. Sen onu kesmezsen o seni keser. Nefsini hak ile meşgul etmezsen batıl seni istila eder.”
Kalbin Dağınıklığı
Ebu’d-Derda (r.a.) şöyle dua eder: “Allah’ım, kalbimin dağınıklığından sana sığınırım! ”
Talebeleri merak edip sorarlar: “ Kalbin dağınıklığı ne demektir?”
O da der ki: “Her vadide malım olsun düşüncesi, her işte parmağım olsun arzusudur.”5
Kalbin Nuru
Rabbimiz En’âm suresi 125. âyetinde şöyle buyurmuştur: “Allah her kime hidâyet etmek dilerse onun göğsünü İslâm’a açar.” Resûlullah (s.a.v.) bu âyeti okumuş ve şöyle buyurmuştur: “Muhakkak ki nur göğse (kalbe) girerse göğüs açılır.” Sahabe, “Yâ Resûlallah! Bunun kendisiyle bilinebilecek bir emaresi var mıdır?” diye sormuş, o da şöyle buyurmuştur: “Evet! Emaresi, aldanma yurdundan uzaklaşma, ebediyyet yurduna yöneliş ve ölüm gelmeden önce onun için hazırlanmaktır.”6
İşlenen bir günah kalbimizin kararmasına…
Hayatımızdaki insanlar ya faydamıza ya zararımıza…
Geçirdiğimiz vakit ya hakka ya batıla hizmete…
Her şeye sahip olma isteği, kalbimizin dağınıklığına sebep olacaktır.
Efendimiz (s.a.v.)’in duası ile bitirelim: Şehr b. Havşeb anlatıyor, Ümmü Seleme’ye: “Ey müminlerin annesi! Allah Resûlü (s.a.v.) senin yanındayken en çok hangi duayı ederdi?” dedim. Ümmü Seleme: “Onun çoğunlukla ettiği dua şuydu: “Ey kalpleri çeviren Allah’ım! Benim kalbimi dinin üzere sabit kıl.” Ben kendisine, “Ey Allah’ın Resûlü, neden “Ey kalpleri çeviren Allah’ım, benim kalbimi dinin üzere sabit kıl, diye neden çok dua ediyorsun?” dedim. Allah Resûlü şöyle buyurdu: “Ey Ümmü Seleme, hiçbir insan yoktur ki kalbi Allah’ın iki parmağı arasında olmasın. O, dilediği kulunun kalbini istikamet üzere kılar, dilediğini ise saptırır.”7

1) Buhari, 52 Müslim 1599.
2) Miftahu’d-dari’s-saade.
3) Müslim “iman”, 231.
4) Lem’alar, ikinci lema.
5) İbn-i Asakir.
6) Hâkim, Müstedrek, Rikâk, 20, c.4, s.346, h.no: 7863.
7) Tirmizî, Deavât, 89.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?