“Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.” (Ahzâb, 45-46)
Yüce kitabımız Kuran-ı Kerîm’e baktığımızda rabbimizin, tüm peygamberleri birer davetçi olarak gönderdiğini görürüz. Dolayısıyla davet, peygamberlerin yolunu takip eden her Müslümanın da görevidir.
Davetin yapılacağı alan noktasında birçok Müslüman yanılgıya düşmektedir. Bizler genellikle İslâmî daveti; sohbet halkalarıyla, vakıf ve derneklerin duvarlarıyla sınırlıyoruz. Sanki iş ve okul arkadaşlarımıza, ailemize, akrabamıza ve komşularımıza daveti götürme sorumluluğumuz yokmuş gibi bir algı var maalesef. İslâm’ın, hayatın tüm yönlerini içine alan bir nizam olduğu göz önüne alındığında İslâmî davetin de hayatın tüm alanlarına ve bu hayatı yaşayan tüm bireylere ulaştırılması gerektiği sonucu ortaya çıkar.
Okul hayatı, öğretmen ve öğrencilerin yaşamlarında ciddi bir yer almaktadır. Uykuya ayırdığımız zamanı saymazsak günümüzün en fazla zamanını okulda ve okuldaki arkadaşlarla geçirdiğimizi göreceğiz. Bu kadar zamanı ve bu zaman diliminde beraber olduğumuz arkadaşları davet noktasında ihmal edersek büyük bir vebalin altına gireriz ve bu durum, Allah’ın gazabına sebep olacaktır. “Bir kişinin senin vesilenle hidayete ermesi senin için güneşin üzerine doğduğu her şeyden daha hayırlıdır.” hadisinin perspektifinden baktığımızda da daveti ihmal etmek, ahirete hazırlık yönüyle büyük bir kayıp ve gaflettir. Çünkü Rabbimiz, mükâfatların en yücesini davetçilere vadetmiştir.
Okulda yapılacak İslâmî davet; fikirlerin yeni yeni yerleşmeye ve kişiliklerin oluşmaya başladığı dönem olması hasebiyle öğrenci açısından, yetişmiş ve ahlâklı gençler ile gelişecek ve büyüyecek olması yönüyle de İslâm ümmeti açısından önem arz etmektedir.
Yukarıda sıraladığımız hususlardan hareketle, kendilerini davetçi olarak gören öğretmen ve öğrenci kardeşlerimize okulda İslâmî çalışmanın nasıl yapılacağıyla ilgili bazı önerilerimizi maddeler halinde sıralayalım:
1. Her şeyden önce; yapılan davetin, muhatapları tarafından kabul görmesi için davet edenin örnek bir kişiliğe ve güzel bir ahlâka sahip olması gerekir. En etkili davet, davranışlarımızla yaptığımız davettir. Kendisine yapılan yanlışı affetmeyen, çabuk kızan; fedakâr ve cömert olmayan, menfaatte ileri atılıp işte geri çekilen bir kişinin daveti karşılık bulmayacaktır. Bir âlim, davetçilerin başarıya ulaşmasını şu iki şarta bağlamaktadır: 1. Güzel ahlâk 2. Söz ile davranışların bir olması. Davetçi, aynı zamanda çalışkan bir kişiliğe de sahip olmalıdır. Dersleri kötü olan öğrenci, görevlerini aksatan öğretmen, davet yapsa bile başarılı olamayacaktır. Çünkü hiç kimse, tembel ve işlerini zamanında yapmayan insanları sevmez.
2. Davetçi öğretmen ve öğrencilerin sözleriyle davranışlarının bir olması, davetin başarıya ulaşması açısından çok önemlidir. Davetçilerin fedakârlık, çalışkanlık, cemaatle namaza dikkat, doğru sözlü olma gibi tavsiye ettikleri hususları yerine getirmede; yalan söyleme, harama bakma, kız-erkek arkadaşlıkları gibi nehyettiği hususlardan da uzaklaşmada herkesten çok daha fazla gayret etmelidir. İnsanların; söylediklerinin aksine hareket eden kişilerden ve onların çağırdığı şeyden uzaklaştığı, onları sevmediği bilinen bir gerçektir. Söyledikleriyle amel etmeyen davetçiler, belki de insanları İslâm’dan soğuttukları için Allah’ın öfkesine maruz kalacaklardır: “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük gazaba sebep olur.” (Saf Suresi 2-3)
3. Cemaatle namaz kılmak, İslâm’ın şiarlarındandır. Bundan dolayı davetçi, okulun mescidinde namazlarını cemaatle kılmaya özen göstermeli, arkadaşlarını da buna teşvik etmelidir. Ayrıca öğretmenin öğrencileriyle beraber saf tutması veya onlara imamlık yapması, öğrencilerin üzerinde farklı bir etki bırakacaktır. İmkânlar dâhilinde namazdan sonra bir ayet, bir hadis veya bir hikâye ile 2-3 dakikayı geçmeyecek kısa hatireler de yapılmalıdır.
4. Dinimiz açısından önemli olan zaman dilimlerini değerlendirmek gerekir. Mevlid-i Nebi, Miraç ve Kadir Gecesi gibi zamanlarda üzerinde bir kısa ayet ve hadisin yer aldığı ufak kâğıt ruloları, bunlarla beraber şeker veya lokum öğrencilere dağıtılabilir. Böylece herkes, bir ayet veya bir hadis okumuş olur. Ayrıca okul idaresinin izniyle konferans salonunda okul içinden veya dışından iyi bir konuşmacının katılacağı bir program tertip edilebilir.
5. Davetçilerin; Yeşilay ve Kütüphaneler Haftası, Babalar ve Anneler Günü gibi belirli gün ve haftaları da fırsat bilip okul idaresiyle koordineli bir şekilde değerlendirmesi gerekir. Bu zamanlarda duruma göre öğrencilere broşür dağıtılabilir, okulun ilgili panosu düzenlenebilir, okulun konferans salonlarında kısa programlar yapılabilir. Bu etkinlikler vesilesiyle İslâm’ın; anne-baba hakkı, okuma ve bilim, zararlı alışkanlıklar ile ilgili görüşleri okuldaki herkese ulaştırılmış olur.
6. Sınıf tahtalarına her güne bir ayet bir hadis yazılabilir. Bunun için davetçilerin zamanlarından fedakârlık göstermeleri gerekir. Genç davetçi, okul dağılışından hemen sonra veya sabah öğrenciler gelmeden sınıf tahtalarına kısa bir ayet bir hadis yazar. Öğrenciler sınıftaki yerlerini aldıklarında okuyacakları ilk şey, tahtadaki ayet veya hadis olacaktır. Kim bilir, belki de o gün yazılanlar bir öğrencinin o an içinde bulunduğu sıkıntısına ilaç olacak ve onun hidayetine vesile olacaktır.
7. Okulda değerler eğitimi vb. panoları düzenleme görevi, ilgili öğretmen veya idareden istenebilir. Bu panolar ilgi çekecek şekilde düzenlenmelidir. Aralıklarla yenilenerek yardımlaşma, dürüstlük, büyüklere saygı vs. konularda öğrenciler bilgilendirilebilir.
8. Kız-erkek ilişkileri, sigara, küfürlü konuşma gibi okulda yaygın olan herhangi bir münkerle ilgili okulun tamamına broşür dağıtılabilir. Broşürü hazırlarken fazla yazı içermemesine ve dikkat çekici olmasına özen gösterilmelidir. Üzerinde fazla yazı olan broşürler okunmazken görsellerle desteklenmiş etkili ve dikkat çekici birkaç sloganın üzerinde olduğu broşürler okunur.
9. Okulda yardım kampanyası veya kermes düzenlemek, öğrencilerde yardımlaşma duygusunu geliştirirken ihtiyaç sahibi öğrenciler de bu kampanyalardan istifade edecektir. Öğrencilerinin birbirleriyle yardımlaştığı bir okulda kavga gürültü de az olacaktır. Gençler, dün yardım ettiği veya kendisiyle beraber etkinlik düzenlediği arkadaşıyla bugün nasıl kavga edebilir ki? Yardımlaşma, aynı zamanda kalpleri birbirlerine yaklaştırıp yapılacak davet için güzel bir zemin hazırlayacaktır.
10. Okul yönetimi ve öğretmenler, temiz olan, okulu kirletmeyen ve okulu temiz tutan öğrencileri sever. Davetçi öğretmen ve öğrenciler bahçe, koridor ve sınıfların temizliği noktasında gönüllü olurlarsa okul idaresi ile iyi ilişkiler geliştirilmiş olur. Okul idaresi, okulun yükünü taşıyan öğretmen ve öğrencinin tekliflerine daha olumlu yaklaşacaktır.
11. İstenilen davranışları vermek ve bilinç oluşturmak için en etkili yollardan birisi de kitap okutmaktır. Davetçi öğretmen ve öğrenciler, uygun gördükleri arkadaşlarına kitap okutmalıdır. Verilecek kitabın kişinin seviyesine uygun ve ilgisini çekecek türden olmasına dikkat edilmelidir. Aksi takdirde ilgilenilen kişinin kitap okumaktan ve kazandırılmak istenen fikirden soğumasına sebep olunur. İlkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin daha çok hikâye ve roman tarzında kitaplara ilgi duydukları unutulmamalıdır.
12. Hz. Peygamber (s.a.s.), “Hediyeleşin, birbirinizi seversiniz.” buyurarak hediyeleşmenin kişiler arası muhabbete vesile olduğuna dikkat çekmiştir. Davetçinin çevresi tarafından sevilmesi gerekir. Çünkü sevilmeyen insanların fikirleri de sevilmez. Davetçilerin ilgilendikleri kişilere ufak da olsa bir hediye vermeleri, Allah’ın izniyle ilgilenilen kişilerin kalplerini davete açacaktır. Güzel bir kitap, kalem veya ajanda hediye edilebilir.
13. Arkadaşlarımızla ilgilenirken onların zor zamanlarında yanlarında bulunmamak olmaz. Sorunları olduğunda çözüm için çabalamak, gelmediği vakit arayıp sormak, hastalandığında ziyaret etmek, taziyesi olduğunda gitmek gerekir. İnsanlar, zor zamanlarında yanında olanları asla unutmazlar. Sıkıntılı günlerinde sizi kendilerinin yanında görmeyenleri, siz de davet çalışmasında yanınızda göremeyeceksiniz.
Bu hususlar uygulandığında okulda İslâmî bir atmosfer oluşacak ve öğretmeninden öğrencisine, idaresinden diğer çalışanlarına kadar herkes, isteyerek veya istemeyerek az-çok bu manevi güzel havayı soluyacaktır.
Davet, toplumun her kesimi için önemlidir. Fakat toplumun gençlerinin tamamının okula gitmesi, topluma yön veren insanların okuldaki öğrencilerden çıkması, doktor, öğretmen, mühendis vb. toplumun aydınlarının okul sıralarından geçmesi okuldaki davet çalışmalarını daha da önemli kılmaktadır. Okuldaki davet çalışması hakkıyla yerine getirildiğinde toplumun düzeldiğini, ümmetin güçlendiğini göreceğiz.
Selam, davetçiler olarak gönderilen peygamberlerin ve onlara tabi olanların üzerine olsun.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?