Sabahın tefekkür kokan saatleri…
Daha başlarında bulunduğumuz şuhur-u selase günleri…
Dışarıda daldan dala konup tutturdukları bir ritimle Rablerini zikreden kuş sesleri…
İçimde, tüm zerrelerime sirayet etmesini istediğim huzur damlayan maneviyat âlemleri…
İşte şimdi kuşluk namazı vakitleri…
Kıldım namazımı ve açtım elleri…
Daha nasıl anlatacağımı, nereden başlayacağımı bilmeden aktı gözyaşı selleri…
Ey Rahman ve Rahim olan Rabbi Rahim’im! Affet beni.
Ey kendisinden başka ibadete layık olmayan mahlûkatın tek mabudu Allah’ım! Sen’den başkasına müteveccih etme beni. Sen’in kapından başka hiç kimsenin kapısına müracaat ettirme beni.
Ey bütün mevcudatın gerçek sahibi ve tek hükümdarı olan EL-MELİK! Mevcudu bulunduğum şu mevcudatta Sen’i unutup Sen’den gafil olanlardan eyleme beni.
Ey her türlü eksiklik ve acizlikten pak ve münezzeh olan EL-KUDDÜS! Kudüs ismin ile tertemiz eyle kalbimi. Gönlüme yaz sevdanı, sevgini.
Ey kullarını her türlü tehlikeden koruyan ES-SELAM! Bir tehlike içine girdiysem sahil-i selamete çıkar beni.
Ey vaadinde sadık olan, ey kalplerde iman nurunu yakan EL-MÜ’MİN! Bütün çevreme inkişaf edecek, sarsılmayan sapasağlam bir iman ile şereflendir beni. Ashabı- Suffadakilerin kuvvetli, tertemiz, samimi imanları gibi. Ve cennetinle mükâfatlandır beni.
Ey bütün varlıkları ilmi ile kontrolü altında tutan, koruyan, himaye eden EL-MÜHEYMİN! Sana karşı gelmekten, Sen’i üzmekten sakındır beni.
Ey mağlup edilmesi mümkün olmayan EL-AZİZ! Nefsime mağlup değil, galip eyle beni.
EY ĞAFFAR olan Allah’ım! İşlediğim günahlardan, ettiğim hatalardan, yaptığım kusurlardan dolayı affet Sen beni. Razı ol benden… Razı olmadan, alma benden emanetini.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?