İnsan hayatı tercihlerden ibarettir. Yapılan işler, sevilen yiyecekler, giyilen kıyafetler, örnek alınan kişiler, tutulan takım, oy verilen parti, seçilen meslek ve daha fazlası, bunların her biri bir tercihtir. Tercihler hayatımızın her anında vardır. Sürekli bir şeyleri tercih eder dururuz. Bugün ne yapsam? Dışarı mı çıksam, evde mi otursam? Kimleri arasam? TV mi izlesem, kitap mı okusam? Ne yesem ne giysem? Kaçta yatsam, kaçta kalksam? Hangi işi yapsam? Hangi mesleği seçsem gibi.
Tercihler sessiz gibi görünse de aslında her tercihin bir dili vardır. Çünkü her tercih, bir niyet ve bir hedeftir. Yaptığımız ya da yapacağımız her tercih bizi bir niyet ve bir hedefe taşıyacaktır. Örneğin okul okuma tercihinin niyeti para kazanmak, bir meslek sahibi olmak, kariyer elde etmek; hedefi kendini ispat etmek, makam mevki elde etmek ya da topluma hizmet etmek şeklinde olabilecektir. İslam’a uygun bir yaşamı tercih etmenin niyeti Allah’ı sevme, O’na kulluk etme; hedefi Allah’ın rızasını elde etme, cennete girme, cehennemden uzaklaşma şeklinde olabilecektir.
Tercih yaparken sevip beğendiğimiz, değerli gördüğümüz, bize anlam katan, uygun olabileceğini hissettiğimiz ya da bizi en iyi yansıttığını düşündüğümüz şeyleri seçmeye çalışırız. Yani kimlik, kişilik ve karakterimize uygun olabilen şeyleri tercih ederiz. Her insanın bu özelliklerinin farklı olduğunu hesaba kattığımızda ise birbirinden farklı tercihlerin olduğunu görürüz. Kimimiz mavi sever kimimiz yeşil, kimimiz futbol oynar kimimiz basketbol, kimimiz Kur’an okur kimimiz şarkı söyler, kimimiz doğru konuşur kimimiz yalan, kimimiz öğretmen olmayı kimimiz doktor olmayı kimimiz de başka bir iş yapmayı tercih eder. Bunun gibi birbirinden farklı olan sayısızca tercih örneği vardır.
Tercihlerin lezzeti ve insana kattığı anlam da kişiden kişiye değişebilir. Örneğin acı yemek bazısı için haz, bazısı için acı çekmektir. Namaz kılmak bazısı için huzur, bazısı için zorluktur. Kitap okumak bazısı için bir gereklilik, bazısı için bir sıkıntıdır.
Birbirinden farklı olabilen ve farklı anlamlar taşıyabilen bu tercihler insanı yaratan, insanın fıtrat ve isteklerini en iyi bilen Yüce Allah tarafından iki gruba indirgenmiştir. Bu indirgeme içinde tercihlerin yönü, niyet ve hedef boyutu da açığa çıkmış olur. Buna göre tercihler ya dünya hayatı ya da ahiret hayatı içindir. Ancak tercihler ister dünya ister ahiret için olsun, yapılan her tercih doğru olmayabilir. Çünkü insan tercihlerinde yanılabilir; ya doğru tercihi bilemez veya yanlış tercih nefse hoş gelir. Tercihlerin yanlış olması insanı zarar ve hüsrana uğratabilir. Örneğin midesi ağrıyan bir kişinin asitli yiyecekler yemesi, bir öğrencinin sınav sorularına yanlış cevap vermesi, bir sürücünün aracıyla yanlış şeritte yol alması, bir Müslüman’ın ibadetlerini terk etmesi ya da kasten yanlış yapması gibi durumlar insanı sıkıntıya sokabilecektir.
Neticesi ne olursa olsun doğrusu ve yanlışıyla her tercih üzerimizde etkilidir. İnsan hayatını etkilemeyen bir tercih yoktur. İnsan tercihleri konusunda hem bilgili hem de seçici olmalıdır. Her beden giysi kişiye uyar mı, her insan şarkı söyleyebilir mi, her davranış kişiye yakışır mı, yalan söylemek insanı doğruya ulaştırır mı, her konuşulan kelime insanı mutlu eder mi, bir kişi yapamayacağı bir mesleği seçmeli mi, duyulan her haber doğru mudur gibi, kendi aralarında kıyas ederek seçmemiz gereken onca tercih listesi vardır.
Hayat insana verilen bir fırsattır. Hiçbir kimse mutsuz olmayı, zarara uğramayı, sonunun kötü olmasını istemeyecektir. Dolayısıyla tercihlerin dilini iyi okumak, onları iyi anlamak, niyet ve hedeflerini bilmek gerekir. Ve buradan hareketle diyebiliriz ki, tercihler insanı mutlu etmeli, insanı değerli kılmalıdır, onu doğruya götürmeli, yanlıştan korumalıdır, sonunda ise hüsran ve zarar olmamalıdır.