Ben Yusuf bin Necmeddin!
Kaleme taliptim,
Kılıcı reddettim.

Gel gör ki!
Kader örüyordu ağlarını
Yavaş yavaş
Kader bu Yusuf
Kaderin savaş!

Öyküsüdür bu
Yusuf’tan Selahaddin’e geçişin
Öyküsüdür bu
Büyük bir zaferin, direnişin

İlkin
Sürmek isteyince beni sahaya
Büyük komutan Şirkuh amca
Karşı koydum, direndim
Nureddin girdi devreye
Mecbur kaldım, boynumu eğdim

Yusuf misali
Kuyuda bulmadılar beni
Ama ben de isteyerek gitmedim Mısıra
Zindana atılmadım ben
Ama zindan gibiydi muhasara
Yusuf as direndi
Ben direndim
Düşman alçaldı
Ben yükseldim

Anladım
Gökten açılmış
Mısırın kapıları Yusuflara
Mısır! Yusuflar için bir karargâh

Kudüs mübarek şehir
Yarım asırdan fazladır esir…
Selahaddin esir!

Olamazdım Selahaddin
Olmasaydı dosta düşmana olan merhametim…

Dökülen her gözyaşına ortak oldum
Sevinçlere tebessümle de olsa katkı sundum.

Önce gönüller fethettim
Sıra kalelerde
Kaleler fethedilince
Sıra gelecek Kudüs’e

At sırtından inmez oldun Yusuf
Derdin ne senin?
-Derdim Kudüs.

Derdim Kudüs
Haram bana gülmek
Kudüs kurtuluncaya dek…

Çalıştık çabaladık
Kudüs esaretten kurtulsun diye
Çadırlarda yattık
Teheccüde kalktık
Gözü yaşlı
Her gece secdeye vardık

Nihayet
Peygamberin Kudüs’ten gökyüzüne
Yükseltildiği gecenin sene-i devriyesinde
Kucak açtı bize Kudüs
Koşa koşa ona vardık
Kudüs’ü bağrımıza bastık….

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?