Âlimler bin bir türlü ezaya maruz kalmıştır. Ancak onlar peygamberler gibi tüm zorluklarla ayrı ayrı mücadele etmiştir. Ancak insanlık tarihinin başlangıcından bu yana doğru olanların, dik duranların başından musibetler eksik olmamıştır. Peygamberlerin bazıları yerlerinden edilmiş bazıları da şehit edilmiştir. Peygamberlere her türlü eziyette bulunanlar kendi çıkarlarının zedelenmesinden korkan, dünyevi menfaatler peşinde koşan, menfaat elde edebilmek için her yolu kendine mubah gören kişilerdir. Bu kişiler kendi omletlerini pişirmek için dünyayı yakarlar. Bu yapıya sahip olanlar, peygamberlerin varisleri âlimlerden biri olan Şeyh Abdülkerim Çevik’i rahlesinin başında şehit ettiler. Ona şehit diyoruz, çünkü o Allah yolunda ilmiyle, kalemiyle, malıyla ve canıyla mücadele etmiştir. Biz zahirî olarak buna şahidiz.

1960 yılında Bitlis’in Güroymak (Norşin) ilçesinde dünyaya gelen Şeyh Abdülkerim Çevik’in ilmî hayatı henüz 7 yaşlarındayken başlamıştır. Şeyh Muhammed Hafid, Şeyh Mazhar, Şeyh Fedli, Horasanlı Mele Ebubekir gibi birçok âlim, onun ilim hayatında ilerlemesi noktasında kendisine öncülük etmiştir. Seyda Burhaneddin’in başmüderrisliğini yaptığı Siirtt Tillo medresesinde eğitimine devam ederek 1991 yılında ilim icazetini almıştır.

Anadolu Üniversitesi, İlahiyat ve Sosyoloji bölümleri mezunudur. Norşin medresesinde başmüderris olarak ilim ve irşatla meşgul olan ve aynı zamanda Medrese Âlimleri Vakfı (MEDAV) başkan yardımcısı olan Şeyh Abdülkerim Çevik, 19 Ocak 2020 tarihinde Norşin Medresesinde uğradığı menfur saldırı neticesinde şehadete ermiştir.1 Allah onun ve tüm şehitlerin şehadetini kabul etsin ve bizleri de onlardan eylesin. Amin.

Bitlis’in Güroymak ilçesinin Nurşin veya Norşin yani nurun yayıldığı yer olarak adlandırılması medreselerin kurulmasıyla ilim ve irfanın yayılması sonucunda olmuştur, ancak sonradan adı Güroymak olarak değiştirilmiştir. Norşin medreselerinde başta Said-i Nursî olmak üzere birçok âlim ve kanaat önderi yetişmiş ve yetişmeye devam etmektedir.

Şeyh Abdülkerim, medreselerde yıllarca eğitim almış, tasavvuf yolunda merhalelerden geçmiş, ancak hiçbir zaman kendisini modern ilimlere ve dış dünyaya kapatmamıştır. Başka fikir ve düşüncelere saygılı, ileri görüşlü, münevver aynı zamanda mütevazı bir kişiliği vardı. Bununla beraber katılmadığı görüşler ve fikirler karşısında sessiz kalmayan, hakkı söylemekten asla çekinmeyen, ancak bunları çok yumuşak ve güzel bir üslupla yerine getiren bir yapıya sahipti.

İçinde yaşadığı toplumla bütünleşen, insanların küs kalmasına asla gönlü razı olmayan, aralarını bulmaya çalışan ve kimseyi incitmek istemeyen Şeyh Abdülkerim, hem yaşadığı bölgede hem de diğer bölgelerde birçok kan davasında arabuluculuk görevini üstlenmiş, onlarca kişinin hayatının kurtulmasına ve yüzlerce kişinin de beladan kurtulmasına vesile olmuştur. Bunu başarabilmek kolay değildir. Çünkü yıllarca devam edegelen ve bir tarafın canlarının yanmasına, diğer tarafın ise hapislerde çürümesine sebep olan, asla unutulmayacak acıların yaşanmasından sonra sulh yapabilmek gerçekten büyük cesaret ister. Sadece cesaret yetmez, elbette feraset ve adalet gerektiren bir durumdur. Zaten şehadetine sebep olan olay da arabuluculuk yaptığı bir dava sonrasında taraflardan birinin durumu hazmedememesinden dolayı meydana gelmiştir.2

Sahih bir din anlayışı ve bütünleştirici bir yaklaşım benimseyen Şeyh Abdülkerim, her zaman gençleri dert edinir, onlara sahih İslâm anlayışını kazandırmak için elinden geleni yapmaktan asla çekinmezdi. Gençlerin önünde doğru ve yanlış olmak üzere iki yol olduğunu ve onları doğru olana nasıl yönlendirmeleri gerektiğini daima hatırlatırdı.3

Şehadetinden önce bir veya iki yıl öncesinde yayınladığı bir videoda ölümden bahsetmiş ve ahiret için insanın asıl/gerçek yeri olduğunu belirtmiştir.4 Bu videosunda insan öldükten sonra amellerinin kesilmesi ile ilgili şu hadisi zikretmiştir: “İnsan öldüğü zaman amelleri kesilir. Üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i câriye, sâlih evlat ve kendisinden istifade edilen ilimdir.” Şeyh Abdülkerim Çevik’in kendisi, şehadete yürümüş olsa da geriye kesilmeyen ameller bırakmıştır. Allah’tan umudumuz Şeyh Abdülkerim’in ders verdiği, ilim ve irfan merkezi olan medresenin devam etmesi ve inkıtaa uğramamasıdır. Allah ona rahmet etsin ve mekânını cennet eylesin.

Kaynakça

1) http://abdülkerimcevik.com/ 2) Katlinin açıklamaları için bkz. http://www.haber7.com/guncel/haber/2935868-abdulkerim-cevikin-katilinden-akilalmaz-ifadeler. 3) Kendi dilinden hayatı, çabaları ve görüşleri için bkz. https://www.youtube.com/watch?v=mDL-DgpzeCA. 4) http://abdülkerimcevik.com/kim-zerre-miktari-hayir-yapmissa-onu-karsiligini-gorur/

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?