‘Sanayi devrimine’ kadar inancımızdan dolayı saldırılarına maruz kaldığımız Haçlı-Siyonizm ittifakı, sanayi devriminden bu yana bölgemizde ve beldelerimizde fark ettikleri petrol yatakları ve yer altı – yer üstü zenginliklerimizden dolayı daha da azgınlaşarak saldırılarını sürdürmekte ve fitne ateşini aralıksız sürdürmektedirler. Kirli ittifakın bu saldırıları karşısında Müslümanların ümmet bilinciyle hareket etmeleri ve öncelikli meselelerinin ümmetin felahı olması gerekirken Müslümanlar küçük meselelerle uğraşmakta ve birbirlerinin kanını akıtmaktadırlar
İslami imparatorluklarda ve devletlerde Müslümanların duraksamasına, gerilemesine ve parçalamasına sebep olan şuurlu iman eksikliği günümüzde de Müslümanların başına musallat olan tüm sorunların temel kaynağıdır. Bediüzzaman Said Nursi’nin dediği gibi “İman insanı insan eder, belki insanı sultan eder, gerçek imanı elde eden kâinata meydan okur.” GAYEMİZ ALLAH başlığıyla bu sayımızda sahih akide konusunu “Allah Sevgisi”, “Halef-Selef meselesi”, “Akide Yolunda İhlas ve Fedakârlık”, “Allah ile İletişimin Hayata Geçilmesi” ve “İlk Kur’an Neslinin Lailahe illallah Mücadelesi” gibi başlıklarda ele aldık.
Davet Mektebi Dergisi olarak ülkemizin içinde bulunduğu kaos ortamını, kısmen Kürt sorunu ve çözüme dair tespitlerimizi de bu sayımızda ele aldık.
Kürtlere yapılan haksızlıklar küresel güçlerin bilgisi ve yerel destekçilerinin yardımıyla kasıtlı ve planlı bir şekilde yıllardır devam ediyor. Emperyalist sömürgeci güçlerin desteğiyle sorun giderek şişirildi, katmerlendi, belirli bir seviyeye getirildi ve şuan patlatılıyor.
Barışa dair umutların arttığı bir dönemde ülkemizde silahların yeniden konuşmaya başladığını ve masum insanların ölümlerinin artmasına yeniden tanık olmaya başladık. Barışın, huzurun ve güvenliğin olmadığı, kardeş kavgasının yaşandığı ve ölümlerin bitmediği bir ülkede, elbette geleceğimizi ve güzel günleri inşa edemeyiz.
Ne yazık ki ülkemizde ve İslam coğrafyasının birçok beldesinde Müslümanlar batı icatlı kavmiyetçilik-milliyetçilik fitnesiyle birbirlerine düşürülmüşler ve birbirlerinin kanlarını akıtmaktadırlar. İslam düşmanları Müslümanların düştüğü bu fitne tuzağını daha da besleyerek Müslümanları parçalamakta ve kardeşi kardeşe düşürmektedir. Müslümanların içine düştüğü bu fitne ve tuzaklardan kurtulmanın yolu hep birlikte Allah’ın ipine sarılmakta geçer. Yüce Rabbimiz Kur’an’ı Kerimde şöyle buyuruyor: “Hep birlikte Allah’ın ipine (İslam’a) sımsıkı sarılın; parçalanmayın(ayrılığa düşmeyin). Allah’ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişileridiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O’nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.” (Ali İmran, 3/130)
Bu sorunun nihai çözümünün diyalogla olacağı gerçeğinden hareket edilerek, çatışmaların terk edilmesi için uzlaşmacı bir tutum sergilenmeli, bedeli ne olursa olsun toplumsal uzlaşının temelleri sağlam ve sağlıklı bir şekilde tekrar atılmalıdır. Bu kaosu bitirebilmek için çözüm sürecinin buzdolabından derhal çıkarılması, korunması ve sorunsuz bir şekilde tamamlanması gerekir. Bunun için bu ülkede yaşayan Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla… Herkese çok büyük sorumluluklar düştüğü kanaatindeyiz. Parti ve örgütlerin kendi menfaatlerini bırakıp halkları kardeşliğini düşünmeleri ve bu kardeşliği pekiştirmeleri gerekmektedir.
Davet Mektebi dergimizin bir diğer konusu ise Kerbela, Tahrik ve Tefrik Nereye Kadar başlıklı yazımızdır. Ayrıca Aile mektebi köşemizde günümüzde çocuk terbiyesinin öneminden ve anne-babalar için tavsiyelerde bulunduk. Teknoloji köşemizde ise Ailede çocukların internet kullanımı nasıl olmalı konusunu ele aldık.