Sosyal medya, “kullanıcılara enformasyon, düşünce, ilgi ve bilgi paylaşım imkânı tanıyarak karşılıklı etkileşim oluşturan çevrimiçi araçlar ve web siteleri için ortak kullanılan bir terimdir.”1 Facebook, Twitter, Youtube, Instagram, Linkedin, Pinterest, Sound Cloud, Tumblr, WhatsApp, Snapchat, Badoo, Foursquare, Swarm, Periscope, Vine, Tik Tok günümüzde en çok kullanılan belli başlı sosyal ağlardır. Bu saydığımız sosyal ağların en önemli özelliği akıllı telefon ve internetin olduğu her yerde ulaşılabilir olmasıdır. Bugün çocukların ve gençlerin neredeyse tamamı sosyal medyanın bir veya birkaç alanını aktif olarak kullanmaktadır.
We Are Social isimli dünyanın önde gelen medya analiz kuruluşunun yayınladığı 2020 Dijital Raporuna göre dünyada 4 milyar 540 milyon kişi internet, 3 milyar 800 milyon insan da sosyal medya kullanıyor. İlk olarak 2000’li yılların başında Facebook ile birlikte sosyal ağ kavramı gündemimize girdi. O günden beridir de sosyal ağlar arasına hep yenileri eklendi ve eklenmeye de devam edeceğe benziyor. Söz konusu rapora göre dünyada en sık kullanılan sosyal ağlar ve kullanım oranları şu şekildedir:
Facebook:1 milyar 950 milyon
Twitter: 339 milyon
Youtube: 2 milyar
İnstagram: 928 milyon2
Sosyal Medya Kullanımı Konusunda Türkiye’de Durum Nedir?
Türkiye, sosyal medya kullanımında dünya ortalamasının üstündedir. Nüfusun 84 milyona yaklaştığı ülkemizde, internet kullanıcı sayısı 62 milyon olup bu rakam ülke nüfusunun %74’ünü oluşturmaktadır. Aktif sosyal medya kullanıcı sayısı ise 54 milyon kadar olup, bu insanların günlük sosyal medyaya harcadığı zaman yaklaşık 3 saattir. Ülkemizde sosyal medya kullanıcılarının en çok kullandığı sosyal medya ağları Facebook, Youtube ve İnstagram’dır. Aktif sosyal medya kullanıcılarının yüzde 87’si her gün düzenli olarak internete giriyor ve sosyal medya harici 4 saat 45 dakikasını internette harcıyor. Yani toplama baktığımızda 7 saat 45 dakikalık bir internet kullanımı karşımıza çıkıyor.3 Peki internete bu kadar vakit harcayan insanımızın kitap okuma alışkanlığı ne durumda?
2016 yılına ait TÜİK verilerine göre, Türkiye’de insanlarımız kitap okumaya çok fazla zaman ayırmıyor maalesef. Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, günde 6 saat televizyon izleyen, 7 saat 45 dakika internete giren insanımız, kitap okumaya sadece 1 dakika zaman ayırıyor.4 Çok çarpıcı sonuçların yer aldığı bir rapora göre İngiltere ve Fransa, yüzde 21’lik oranla dünyada en fazla kitap okuyan ülkelerin başında geliyor. Bu ülkeleri yüzde 14’le Japonya, yüzde 12’lik oranla ABD ve yüzde 9 ile İspanya izliyor. Türkiye ise yüzde 0,1 (binde bir) okuma oranıyla son sıralarda yer alıyor. Üzülerek belirtelim ki okuma alışkanlığında dünyada 86. sıradayız.5
Kitap okuma konusunda tembel davranan insanımızın, internet ve sosyal medyadan da uzak durması gerekir gibi bir tezimiz olmayacak elbette. Kuşkusuz günümüzün hız dünyasında sosyal medya işimizi kolaylaştırmakta, birçok konuda bize pek çok avantajlar sağlamaktadır. Amacına uygun olarak kullanıldığında insanlığa büyük hizmetler sunan bu mecra, amacı dışında kullanıldığında da insanlığı birçok sorunla karşı karşıya bırakabilmektedir. Dolayısıyla sosyal medyanın iyi veya kötü olduğu gibi değerlendirmeler aslında insanın bu araçları hangi amaçla kullandığıyla yakından alakalıdır. Bu yönüyle bakıldığında sosyal medyanın pek çok faydasının yanında pek çok zararının da bulunduğu söylenebilir.
Sosyal Medyanın Faydaları
Sosyal medya sayesinde ülkemizde ve dünyada olup biten gelişmelerden haberdar olmak kolaylaşır. İnsanlar, kendileri gibi beğenileri ve hobileri olan, fikren kendisine yakın olan diğer insanlara kolayca ulaşıp onlarla iletişim kurabilir. Dünyanın neresinde olursa olsun ortak bir paydada buluşan insanlar, bu mecrada etkileşim içerisine girebilmekte, ortak amaçlar için örgütlenerek hareket edebilmektedirler. Uzun süredir görüşmeyen veya çok sık görüşme imkânı olmayan arkadaşlar, sosyal medya sayesinde bu özlemlerini giderirler. İş arayan insanlar, bu platform sayesinde iş olanaklarından haberdar olurlar. İşverenler de daha çok insana ulaşarak en iyi seçimi yapma şansı elde ederler. Bilgiye kolayca ulaşan insanlar, zaman ve emekten tasarruf sağlamış olurlar. Eskiden bazı araştırmalar yapmak için şehirlerarası yolculuk yapmak zorunda kalan insanlar, günümüzde her türlü bilgi ve belgeye çok rahat bir şekilde ulaşabilmektedir. Önemli bazı görevlerdeki insanlara ulaşma veya bu insanlara sesimizi duyurup onları harekete geçirme kolaylaşır. Ayrıca ülkemizdeki, bölgemizdeki veya dünyadaki sorunlarla ilgili olarak çok kısa sürede kamuoyu oluşturabilme imkânı doğar.
Peki, Ya Sosyal Medyanın Zararları? Bu Konuda Neler Söylenebilir?
Uzmanlar, pek çok konuda insanoğlunun hayatını kolaylaştıran bu imkânın, amacına uygun ve kontrollü kullanılmaması durumunda kişiyi, içinden çıkılmaz bazı sorunlarla baş başa bırakacağını da ifade ediyorlar.
Her şeyden önce sosyal medya, insanın sağlıklı düşünme ve hareket edebilme yeteneğine büyük zararlar veriyor. Beğenilme, kabul görme dürtüsüyle sosyal medyaya yönelen insanların, bir süre sonra gerçek dünyadan koptuklarına ve oluşturdukları hayal âleminde yepyeni bir kimlikle insanların karşısına çıktıklarına şahit olmaktayız. Yeni kimlik ve rollerine kendilerini kaptıran insanlar, gerçek hayatta memnun olmadıkları özelliklerini törpüleyerek bu sanal âlemde kusursuz bir kimlikle insanların karşısına çıkma eğilimi gösterirler. Özellikle gençlerin, kimlik gelişim dönemlerinde memnun olmadıkları birçok yönleri bulunmaktadır. Bu durum, sosyal medyayı kullanan gençlerin büyük çoğunluğunun, farklı kimliklere bürünmesine ve bu nedenle de bir kimlik karmaşası yaşamalarına neden olmaktadır.
Sosyal medyaya kendini kaptıran pek çok insanın, sanal arkadaşlarını memnun etmek adına ailesini, akrabalarını ve arkadaşlarını ihmal ettiğini, bu gruplarla sağlıklı ilişkiler kuramadığını görmekteyiz. Sosyal medyanın bir diğer olumsuz etkisi de bu mecrada at koşturan insanların, kendilerini aşırı derecede beğenmeleridir. Sosyal medyayı kullanan bireylerin takipçi sayıları ve beğeni oranları arttıkça, bu şahısların özgüvenleri ve kendilerine duydukları hayranlıkları da artar. Popüler olma sevdasına kapılan bu insanlar, zamanla kendileriyle örtüşmeyen davranışlar sergileyebilir hatta yalana bile başvurabilirler.
Sosyal medya platformunda istediğini bulamayan, hayal ettiği hedeflere ulaşamayan insanların zamanla içine kapandıklarına ve depresyona girdiklerine şahit olmaktayız. Bu durum da bireylerin sosyal yaşantılarına zarar verir ve çalışma performanslarını olumsuz yönde etkiler.
Sosyal medyanın zararlarından birisi de mahremiyet ve sırriyet duygusunun gelişmesini engellemesidir. Son zamanlarda insanların hemen her yaptıkları şeyi sosyal medya üzerinden paylaştıklarına şahit olmaktayız. Hatta insanlar gizli açık her hallerini, ailevi bazı fotoğraflarını bile sosyal medya üzerinden yayınlama, hiç tanımadıkları insanlara bu özel durumlarını gösterme ihtiyacı hissetmektedirler. Öyle ki bazı paylaşımlar, hayâ sınırlarını zorlamasına rağmen zaman içerisinde normal bir durum gibi karşılanmakta ve bu paylaşımların sayısı her geçen gün artmaktadır.
Gençler ve özellikle çocuklar, sosyal medya üzerinden tanıştıkları bazı art niyetli insanlar tarafından çok kolay bir şekilde kandırılabilmekte ve suistimale uğrayabilmektedir. Ebeveynlerin bu konuda yeterince bilinçli olmaması veya bilinçli olan ailelerin de çocuklarının sosyal medya kullanımını kontrol etmemesinden/edememesinden dolayı çocuklar ve gençler, sosyal medya kullanımından kaynaklı birtakım sorunlarla karşılaşabilmektedirler.
Hareketsizliğin sebep olduğu aşırı kilo alımı, sosyal medya kullanıcılarını bekleyen bir diğer tehlikedir. Sabahtan akşama kadar bilgisayarın başında oturan ve çok az hareket eden insanlar, azımsanmayacak kadar çoktur ve bu insanların sayısı her geçen gün artmaktadır. İnternet üzerinden oyun oynama ve bu şekilde iletişim kurmanın gençler arasında çok popüler hâle gelmesi de hareketsizliğin ve buna bağlı olarak kilo alımının bir diğer sebebidir.
Sosyal medya kullanımı gençlerin çoğunda, insanlarla oturup yüz yüze sohbet etme kültürünü ortadan kaldırdı. Günümüz gençleri aileleriyle bile sohbet etmemekte, ebeveynlerine sorunlarını açmamakta, bunun yerine sosyal medyada başkalarıyla yazışmayı tercih etmektedirler. Bu durum da kendini ifade etmekten yoksun, konuşamayan fakat yazan bir gençlik ortaya çıkardı. Aynı kafede oturduğu hâlde birbirleriyle sohbet etmek yerine her biri telefonuna gömülmüş ve başkalarıyla yazışan veya başkalarının yazdıklarını okuyan pek çok genç görür olduk.
Sosyal medya, dolandırıcıların en çok kullandığı alanlardan biridir. Ticaret yapıp parasını ikiye katlamak isteyen ve daha sonra elindeki tüm kazancını internet dolandırıcılarına kaptıran insanlara günümüzde çok fazla rastlıyoruz.
Sosyal medya üzerinden başlatılan siyasi hesaplaşmalar, insafa sığmayan karalamaları ve iftiraları beraberinde getirebiliyor. Bazı insanlar, açtıkları sahte hesaplarla kendilerine rakip olarak gördükleri kişileri gözden düşürmek ve kamuoyunda onları kötü göstermek için her türlü yola başvurabiliyorlar. Hatta nice kişi ya da gruplar, haklı oldukları hâlde sosyal medyada destekçi bulamazken; onlara karşı haksız ithamlarda bulunan kişiler ise birtakım sosyal medya hileleriyle destekçi ve takipçi bulabilmektedirler. Bu nedenle, sosyal medya kullanıcılarının, bu tür durumlara karşı ihtiyatlı davranması gerekir.
Sosyal medyadaki bir başka tehlike de çocukların oynadığı sanal oyunlardır. Günümüzde bazı çocukların çok fazla duygusal olması ya da çok yaramaz olmasının sebeplerinden bir tanesi, aşırı sosyal medya kullanımı veya akıllı telefon, tablet gibi cihazlarda oyun oynaması olarak görülüyor. Üzülerek ifade edelim ki bazı ebeveynler kendi rahatları için çocuklarının bu durumlarına göz yumabiliyorlar.
Sosyal medya ağlarından biri olan Youtube, zengin içeriğiyle çocuk, genç, yaşlı hemen her kesimin ilgisini çekmekte, bu kesimleri kendisine bağlamaktadır. Öyle ki küçük yaştaki çocukların hatta bebeklerin bile saatlerce Youtube izlediğine şahit olmaktayız. Hâlbuki bir televizyon programına konuk olan Youtube’un CEO’su Susan Wojcicki, çocuklarına Youtube’u yasakladığını belirterek Youtube’un içeriğini, çocukları için uygun bulmadığını ifade etmiştir.6 Bunu duyan ebeveynler ne düşünürler ve bundan sonra çocuklarıyla ilgili nasıl bir tasarrufta bulunurlar merak ediyorum doğrusu.
Yazı dizimizin birinci bölümünde sosyal medyanın tanımını yaparak çeşitleri hakkında bilgi vermeye, dünyada ve ülkemizde sosyal medyanın kullanım oranları, sosyal medyanın faydaları ve zararları hakkında kısa da olsa bilgi vermeye çalıştık. Yazımızın gelecek sayımızdaki ikinci bölümünde, sosyal medya dünyasında izlenmesi gereken ilkeler başlığıyla yeniden birlikte olmak umuduyla Allah’a emanet olunuz.

Kaynakça
1) Sayımer, İ. (2008). Sanal Ortamda Halkla İlişkiler, İstanbul: Beta Basım Yayım.
2) https://dijilopedi.com/2020-dunya-internet-sosyal-medya-ve-mobil-kullanim-istatistikleri/ 3) https://dijilopedi.com/2020-turkiye-internet-kullanimi-ve-sosyal-medya-istatistikleri/
4) https://t24.com.tr/haber/tuik-verilerine-gore-turkiyede-kitap-okumaya-ayrilan-zaman-gunde-sadece-1-dakika,370472
5) https://www.dunyabizim.com/mercek-alti/turk-halkinin-kitapla-imtihani-neden-okumuyoruz-h31496.html
6) https://www.ensonhaber.com/dunya/youtube-ceosu-siteyi-cocuklarina-yasakladi

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?