İnsan, Allah ile diğer insanlarla ve tabiatla olmak üzere üç temel ilişki içindedir. Bu üç temel ilişkinin selameti için Allah Teala Kur’ân’da kurallar koymuş, Peygamberi (sav) vasıtasıyla bizleri uyarmış ve açıklamalarda bulunarak bizleri başı boş bırakmamıştır. 14 Asır önce bizim için dinimizi tamamlamış ve İslâm ismiyle isimlendirmiştir. Müminler olarak bizler de inanıyoruz ki, bu din son dindir. Allah hiçbir eksiğini bırakmamış, bu dini mükemmel kılmıştır. Her sorunun çözümü için İslâm yeterlidir; İslâm zamanın ve mekânın değişiminden etkilenmez, her çağın ihtiyaçlarına cevap verir. Dolayısıyla her zaman ve zeminde Müslümanlar, İslâm’ın emrettiği şekilde yaşarlar.

Dinimiz İslâm, cep telefonu, internet ve medya karşısında aciz kalacak bir din değildir. Bugün bütün insanlık internetle ve sosyal medyayla iç içedir. Bu yüzden zararlarını göz önünde bulundurarak interneti hayatımızdan tamamen çıkarmak yoluna gidilemez. Ancak internetin zararlarını minimize edip dinimize bir hizmet aracı olarak kullanmak için bir mücadele verebiliriz. Daha önce MGV Yayınlarından çıkan ve Abdulaziz Kıranşal’ın müellifi olduğu “Gençler İçin Sosyal Medya İlmihali” adlı eser, bu konuya biraz ışık tutmuştu. Bu senenin temmuz ayında da Nureddin Yıldız Hocanın “İnternet Fıkhı” isimli yeni bir eseri ilk baskısını yaptı.

Kitap, içeriği bakımından büyük bir boşluğu doldurmaktadır. Hayatımızın her alanına müdahil olmuş olan interneti nasıl kullanacağımız veyahut ne ölçüde kullanmamız gerektiği konusunda, kılavuz niteliğindeki kitapların sayısı hâlâ bir elin parmaklarını geçmiyor. Ayrıca bu konuya hakkıyla zaman ayrılıp gereken ehemmiyet de maalesef hâlâ verilmemiş. Öyle ki, yazar kitabının baş kısmında ilmihal kitaplarımızda, internetten helal daire içinde nasıl faydalanacağımıza dair bir babın olmamasından şikâyet ediyor. Günümüz dünyasındaki bu gibi hızlı gelişmelerin bizleri çaresiz bırakacak bir hal almadan dini anlatan insanları bu konuda tedbir almaları noktasında uyarıyor.blank

Kitabı iki kısım olarak ele alabiliriz. İlk kısımda yazar farklı başlıklarla internet kullanımının fayda ve zararlarına değiniyor ve bazı ihtarlarda bulunuyor. Bu başlıkları aşağıda biraz daha detaylı irdeleyeceğiz:

Yeni Bir Alan: İnternet Fıkhı: İnternetin hayatımıza girmesiyle beraber insanlar birçok değişime şahitlik etti. Bizler de bu değişimlere dinimizin belirttiği ölçüler dairesinde ayak uydurmalıyız. Meramımızı anlatmak için gerekirse yeni kavramlar ortaya koymalıyız. İnternet Fıkhı tabiri de internetin helâl, haram ve müphem konuları ortaya koyması, insanların bu doğrultuda hareket etmesi ve Müslüman ahlâkını internet ortamında da olsak kuşanmamız gerektiği hususunda değerlendirmelerde bulunmak için yerinde olabilir. Fıkıh kelimesi ‘derin bilgi ve anlayış’ manasına gelir. Bir konuyu yüzeysel olarak biliyor olabilirsiniz, fakat o işin fıkhına da vakıfsanız o konuda uzman olduğunuzu söyleyebilirsiniz.

Müslümanın İnternet ve İletişim Rehberi: Sosyolojik olarak bakıldığında toplumların her zaman bir imtihanı olmuştur. İnternetin hayatımıza girmesi çok olmadı, fakat hayatımızla alakalı her ne varsa bugün internete konu olmuş durumda. İnternetsiz bir hayatın düşüncesi bile bizi tedirgin ediyor ve ürkütüyor. Adeta internet bizim imtihanımız olmuş durumda.

Büyük bir nimet ve gereğince kullanılmadığında da bizler için büyük azap sebebi olacak olan internet üzerine hâlâ kapsayıcı çalışmaların elimizde mevcut olmamasından ötürü Nureddin Hoca bu başlık altında kendisinin belirlemiş olduğu 32 kaide belirliyor. Bu sayı artırılabilir veya azaltılabilir. Fakat bir bilinç oluşturma babından önemli bir adım ve gereken bir tedbir olarak görülmelidir. Ayrıca 32 kaide alışkın olduğumuz bir kavramı akla getiriyor: 32 farz.

Çocuk ve İnternet Meselesi: İnternet ve sosyal medya ağlarına takılan çocuklarımızın problemi de büyük bir çıkmaz olarak hâlâ karşımızda durmaktadır. Bu başlıkta çocuklarımızın şeytan ve şeytanlaşmış insanların ve aletlerin birer oyuncağına dönüşmeden önce alınabilecek bazı tedbirler ve çareler on iki maddede sıralanmaktadır. Çocukların teknoloji ve internet bağımlısı olmaması için bu hususlara azami derecede ehemmiyet vermeliyiz.

Kitabın ikincisi kısmı, Nureddin Hocaya ait sohbetlerin yazıya dönüşmüş halidir ki, bunlar da çeşitli konular hakkında bir araya getirilmiş ve hassas bazı kavramların incelenmesinden oluşmuş. Örneğin, Telefonun Müslümancası isimli kısımda hayatın yeni imkanlarının mümin şuuruyla değerlendirilmesine ve telefonun Müslüman ahlâkıyla kullanılmasına değiniyor. Dedikodu, iftira, yalan, insanların hakkına girme gibi günahlar günlük hayatta çoğunlukla iki kişi arasında olurken atılan bir iftira veya söylenilen bir yalan, sosyal medya hesaplarında milyonlarca kişi tarafından görülebiliyor. Bu da internet ve sosyal ortamda işlenen günahların ne kadar ciddi boyutlarda işlenebileceğini gösteriyor. Edep Tuşu, Dedikodu Fırtınası ve Haklar Dosyası gibi başlıklarla da teknoloji ve sosyal medya yoluyla işlenen bu günahların tehlikelerine karşı uyanık olmamız gerektiğini bizlere hatırlatıyor.

Kitabı okumanızı ve istifade etmenizi temenni ederiz. Ayrıca arzu eden olursa kitabın başında da belirttiğimiz “Gençler İçin Sosyal Medya İlmihali” adlı kitaba da bakabilir.

 

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?