“İsmi sayesinde yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla. O her şeyi işitir ve bilir.”
Kıymetli Kardeşlerim,
Davet Mektebi Dergimiz, Hac kapak konulu yeni sayısı ile elinizdedir. Hac, niyet ederek sabit bir yönde sürekli bir biçimde hareket etmek, bir yere yönelmektir. Bütün evrenin doğasında olduğu gibi… Kâbe, aşkın merkezidir, imanımızın gece ve gündüz namazlarımızın, ömrümüzün kıblesidir. İslâmiyet’in beş şartından biri olan hac, Allah’a yakınlaşmak için bütün arzulardan ayrılmaktır, Allah’ın boyasıyla boyanmaktır, Hz. İbrahim’in ailesine benzeme mücadelesidir, hayatı takva standartlarına göre yaşamaktır. Hac, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir hayatı inşa etmek içindir, ümmet olma şuurunu elde etme mücadelesidir.
Bütün dünyaya yayılan korona virüsü ile mücadele kapsamında alınan önlemler nedeniyle, bu yıl hac farizası gerçekleşmeyecek. Kâbe’nin etrafının tamamen boş olduğunu gösteren fotoğraf ve görüntülerin sosyal medyada yayınlanması, bütün Müslümanları derinden üzmüştür. İslâm tarihi boyunca hastalıklar, salgınlar siyasi olaylar, felaketler, yol güvenliğinin olmaması ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle Kâbe’nin kapıları defalarca kapatılmıştır.
Dönemin Yemen Valisi Ebrehe, 570’li yıllarda büyük bir orduyla Kâbe’yi yıkmak için Mekke’ye gelmiş, Ebrehe’nin ordusuna karşı koyma gücü bulunmayan Mekke halkı, Kâbe’yi ve kenti boşaltarak çevredeki dağlara sığınmak zorunda kalmıştı. Fatımîler Devletinden ayrılan Şiî Karmatîler Devletinin, 930 yılı öncesinde Mekke çevresine ve hac yollarına sürekli saldırılar düzenlemeye başlaması üzerine Mekke’ye hacca gelenlerin sayısı her geçen yıl biraz daha azalmıştı. Tarihçiler, Karmatîlerin cahiliye döneminden kalan ve putlara tapmak gibi bir adet olarak gördüğü haccı 10 yıldan fazla yasakladığını belirtiyor.
Hicaz bölgesinde 1814’te veba salgınının yayılması yaklaşık 8 bin kişinin ölümüne neden olmuş ve o yıl hac yapılamamıştı. Daha sonra 1837’de hac mevsiminde başlayan salgın, 1892’ye kadar devam etmiş ve bu süre zarfında her gün 1000’den fazla hacı vefat etmişti. 1830’lu yıllarda Hindistan’da ortaya çıkan veba hastalığı nedeniyle hac tatil edilmişti.1979 yılında el- Oteybi’nin kendini mehdi ilan etmesi ile başlayan olaylara müdahale etmek için Fransız askerlerden yardım istenilmiş ve bu askerlerin saldırısı nedeniyle hac yapılamamıştı. Rabbimizden korona virüsünün bir an önce bitmesini ve Kâbe ziyaretinin en kısa zamanda açılmasını niyaz ediyoruz.
Darbeleri lanetliyoruz. 3 Temmuz 2013, diktatör Sisi’nin, Mısır tarihinde ilk kez halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye karşı yapmış olduğu askeri darbeyi kınıyoruz. Tıpkı tarihin kara bir lekesi olan 27 Mayıs 1960’ta merhum Başbakan Adnan Menderes’e yapılan darbeyi kınadığımız gibi… 15 Temmuz 2016: Halk iradesiyle seçilmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanına karşı yapılan darbe girişimini lanetliyoruz. Bu darbe girişimine iman gücüyle karşı koyan milletimize minnet duyuyor ve bu uğurda şehit düşen tüm şehitlerimizi saygıyla yad ediyoruz. Onları demokrasi şehidi olarak değerlendirmeyi uygun bulmuyor, o şehitlerimizi İslâm toprağını korumak için canlarını çekinmeden kahramanca feda eden gerçek şehitler olarak görüyoruz.
Değerli kardeşlerim,
Davet Mektebi’nin önümüzdeki Ağustos sayısının dosya konusu Yüzyılın Virüsü: Faiz olarak belirlenmiştir. İslâm ekonomisi, çağımızın ekonomik sorunlarına çözüm üreten ilmî bir ekonomidir. İslâm ekonomisi insan merkezlidir. Kapitalizm sermaye merkezlidir. Sosyalizm ise devlet merkezlidir. Son günlerde krediler düşürülerek insanları faiz ile karşı karşıya bırakan bu kötü kapitalist ekonomik düzendir. Ağustos sayımızda bulaşıcı ölümcül bir virüs gibi dünyadaki bütün ekonomik döngüleri sarıp sarmalamış olan bu belâyı ele alacağız.

Doç. Dr. Ali Aytek
Genel Yayın Yönetmeni

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?