Esselâmüaleyküm şerefli ve aziz kardeşim,

Davet Mektebi, yeni sayısında seni bir şehidin idrak ve bilinciyle selamlamaktadır. İnsanlığın aydınlatılması görevini tek başına üzerine alan bir şehidin koskoca bir ümmeti uyandırma vazifesini ifa ettiğine tarih defalarca şahitlik etmiştir. Şehitler kervanının öncülerinden olan Yâsir ailesi, cehalet asrını saadet asrına çevirmek için üzerine aldığı tarihî görevini hakkıyla yerine getirmiştir.

Şehadet, çağları aşan bir davet, asrın idrakine düşen bir kurtuluş, zulme bir direniş, emperyalizme bir başkaldırıdır. Şehadet, sömürgeciliğe şiddetli bir şamar, çağları aşan şanlı bir ölüm duyurusudur. Şehadet, zulme, yoksulluğa, çaresizliğe, sömürüye, faiz düzenine, köleliğe büyük bir saldırıdır. Şerefli bir ölümün zillet içinde bir hayattan daha değerli olduğunu gösteren mekremetli bir duruştur.

Bugün İslâm dünyasının her tarafında şehitler kervanı boy boy uzayıp gidiyor. Gençler şehadete aşkla şevkle kucak açıyor. Bütün bunlar, yeni bir dünyanın kapılarını aralama çabalarıdır. Bu çabalar, Kudüs’ün, Mağrib’in, Kafkasların, Doğu Türkistan’ın kurtulması ve yakın coğrafyamızda özellikle Şii ve diğer haricî milisler eliyle emperyalizmin başımıza örmeye çalıştığı çorabın parçalanması içindir. Bu yüzdendir ki, şehitlerin kanları Şam’ın, Haleb’in, İdlib’in, Bağdat’ın çöllerini bereketli topraklara dönüştürecektir. 

Yıllarca korkusuz ve dimdik ayakta kalarak Osmanlı’nın en ücra köşesindeki garibin, gurebanın, Müslümanın, zimmînin hakkını koruyan II. Abdülhamit Han bir Şubat günü rahmeti Rahman’a kavuşmuştur.

Şubat ayında nice şehitler toprağa düştüler. İskilipli Atıf Hoca, Malcolm X, Hasan el-Bennâ bir Şubat günü şehadetle buluştular. Hasan el-Bennâ’nın şehadeti oldukça trajiktir. Tarihler 12 Şubat’ı gösterirken Kahire’de ışıkları söndürülmüş büyük bir caddede bir taksinin içine yüzlerce mermi boşaltılır, el-Bennâ buradan sağ kurtulur, Kral Faruk’un özel emriyle hiçbir sağlık personeli işini yapamaz hale gelir. Ve el-Bennâ, kan kaybından bir hastanenin içinde şehit olur. 

Şubat ayının şehitleri bazen şehirler olmuştur. Ermenilerin Hocalı kasabasına girerek yaptıkları acımasız katliam sonucunda 161 sivil vatandaş şehit olmuştur. Öte taraftan Baas rejiminin Suriye’nin Hama kentinde yapmış olduğu katliam 20. Asrın en acımasız katliamlarından biridir. Kimyasal silahın kullanılmış olduğu saldırıda bazı kaynaklara göre 25000 kişi şehit olmuş, 800 binden fazla insan göç etmek zorunda kalmıştır. Bu olay şüphesiz Baas rejiminin Baba Esed eliyle Müslüman Kardeşler’in faaliyetlerini tamamen bitirmek amacıyla yapmış olduğu büyük soykırımlardan biridir.

Tarihler 28 Şubat 1997’yi gösterirken 28 Şubat Postmodern Darbesi Türkiye’de gerçekleştirilmiştir. Adeta cadı avına çıkan Çevik Bir ve avaneleri, 1000 yıl sürecek dedikleri acımasız bir süreci başlatmışlardır. Güzel insan Erbakan, hükümeti bırakmak zorunda kalmış, akabinde cunta Müslümanlara ve dindar yaşantıya yönelik kısıtlayıcı, sınırlayıcı birçok tedbir alınmıştır. Bugün bu darbeyi yapan ve destekleyenlerin ne olduğu, nerede olduğu cımbızla aranırsa ancak bulunabilecekleri bir hal almış durumdadır. Tarih 27 Şubat 2011’i gösterirken güzel bir insan daha Rabbine kavuşmuştur. Yıllar önce 28 Şubat’ı iliklerine kadar yaşamış olan Necmettin Erbakan vefat etmiştir. Milyonlar onun arkasından dua etmiş, bütün bir ülkeyi bir sevgi seli sarıp sarmalamıştır.

Aziz ve şerefli kardeşim,

Davet Mektebi‘nin önümüzdeki Mart dosya konusu TESETTÜR BİLİNCİ olarak belirlenmiştir. Dosya konumuzla ilgili sizlerden özgün yazılar, güzel makale ve denemeler yanında öyküler, şiirler ve anlamlı karikatürler bekliyoruz. Tesettürün modanın çıkmazları arasına sıkıştığı bir dönemde yeniden tesettüre dönen, bu bilinci yüreğinde derinden hisseden insanların varlığı, geleceğin tertemiz nesillerinin müjdecisi olmaktadır.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?