Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,
Hamd Âlemlerin Rabbine, salat ve selam O’nun Resulüne olsun!
Ya Rabbi!
Aciz olduğumuzu unutan biz kullarını, acizliğimizi iliklerimize kadar hissettirdiğin günlerden geçiriyorsun. On binlerce canımız senin mağfiretini beklemektedir. Onlara rahmetinle muamele eyle. Yüzbinlerce yaralımıza Şafi ismi Celilinle şifa ver. Milyonlarca kalbi yaralı kardeşimizin gönlüne inşirah ulaştır. Senin hikmetinden sual olunmaz. Alan da sensin, veren de! Bizler her nefesimizin, attığımız her adımın, başımıza gelen her iyiliğin veya musibetin bir imtihan vesilesi olduğuna iman etmiş, fakat bunu unutmuş, tekrar hatırlamış ve tövbe istiğfar etmiş kullarınız…
Ya Rabbi!
Bedenimizdeki bu yarayı çabucak iyileştir. Kalbimizdeki kırıkları onarmak için bize güç ve kuvvet ver. Ruhumuzdaki yaraları, rahmet hüzmelerinin ve mağfiret ışıklarının sızacağı yer olarak tebdil eyle. Bizden sonrakiler bizden ibret almadan, bize bizden öncekilerden ibret almayı nasip eyle Allah’ım! Bize “Varlığıyla sevindiğimiz şeyler az olsun ki, yokluğuyla üzüleceğimiz şeyler de az olsun” şuurunu ver. Geleceğini merak edince fallara değil, mezarlıklara bakanlardan eyle bizleri! Onca şeye rağmen ibret almayan, İslam’a ve Müslümanlara saldıran, şeytanlaşmış güruha karşı üzerimize sabır yağdır. İçimizdeki beyinsizlerin beyinsizliği yüzünden bizleri helak etme! Gökten yağmur ve kar yağdırdığın gibi bize edep ve ar yağdır! Yoksa temizlenmez bu dünya…
Ya Rabbi!
Kul, bin iyiliğe karşı bir kötülükte siler bizleri. Hâlbuki bin kötülüğe karşı bir tövbeyle affedersin sen bizi. Başımıza gelmiş ve gelecek olan her musibette, bizleri sana sevk edecek ibretler bulmayı nasip eyle! Bolluk ve ferahlıkta sana şükreden, darlık ve sıkıntıda sana tövbe edenlerden eyle bizleri. Bizi, kâinatta vuku bulan her olayın maddi bir sebebi olacağı gibi, beraberinde Rabbimizin planı ve takdirinde olan gaybi bir sebebin de bulunduğunu bilen Müslümanlardan kıl! Çünkü biliyoruz ve iman ediyoruz ki, bu evrende tek bir yaprak bile emr-i ilahi olmadan yere düşmez. Ve yine biliyor ve iman ediyoruz ki; Rabbimizin sevdiği kullarını en şiddetli bela ve musibetlere duçar etmesindeki hikmet, onların bu dünyadaki ecir ve hasenatlarını arttırmak, iman edenlerle inkâr edenlerin farkını ortaya çıkarmak, iman edenleri imtihan yurdu olan bu fani dünyadan ebedi olan cennete kavuşturmaktır. Allah her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. Bizleri Resul-i Ekrem Efendimizin (sav) bahsettiği şu müminlerden eyle:
“Mü’minin durumu gıpta ve hayranlığa değerdir. Çünkü her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece mü’minde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur.” (Müslim, Zühd, 64)

Ya Rabbi!
Senin açtığını kapatacak, kapatacağını da açacak yoktur. Verdiğini engelleyecek, vermediğini de verecek yoktur. Uzaklaştırdığını yaklaştıracak, yaklaştırdığını da uzaklaştırabilecek yoktur. Kolaylaştırdığını zorlaştıracak, zorlaştırdığını da kolaylaştıracak kimse yoktur. Bedenen yaşadığımız depremlerin ruhumuzdaki yıkıcı etkisini gider. İman edenlerin imanlarını enkaz altında bırakma Allah’ım! Bu zor günleri bizim için kolaylaştır. Sevdiklerini kaybeden kardeşlerimize sabır yağdır. Onları cennetinde buluştur. Uzuvlarını kaybetmiş kardeşlerimize güç kuvvet ver. Evleri yıkılmış olanlara bu dünyada daha iyisini, ahirette de Adn cennetlerindeki köşkleri nasip eyle! Yardıma muhtaç kardeşlerimize, hayra muhtaç diğer kardeşlerinin yardımını tez zamanda ulaştır! Dünyanın neresinde bir mazlum varsa onun yardımına koşan ve mazlumların dua ve niyazıyla dimdik ayakta kalan milletimizin ve en az bizim kadar ağır yara alan Suriyeli kardeşlerimizin bu ağır imtihanını hafiflet, mazlumların umudu olan ülkemize güç kuvvet ver Allah’ım! Bizleri Resul-i Zişan Efendimiz (sav) sıkıntıdayken O’na Miraç Gecesi indirdiğin şu ayetteki ferahlığa eriştir:
“Allah hiçbir kimseyi, gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz; lehinde olanı da kendi kazandığıdır, aleyhinde olanı da kendi kazandığıdır. Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi cezalandırma! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Üstesinden gelemeyeceğimiz şeyleri boynumuza borç kılma! Bizi bağışla, ayıplarımızı ört ve bize rahmetinle muamele buyur! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın; artık inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!” (Bakara Suresi 286. Ayet)

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?